Bugun...


Sinem Elgün

facebook-paylas
SİVAS’TAN BİLE GÖZLERİM KAPALI İSTANBUL’U DİNLEYEBİLİYORUM
Tarih: 25-04-2025 08:15:00 Güncelleme: 25-04-2025 08:15:00


 

‘İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı

Önce hafiften bir rüzgar esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor yapraklar ağaçlarda,

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmayan çıngırakları

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı…’

 Girizgâhımı, Orhan Veli’nin; yukarıdaki dizeleriyle yapmadan bile size  ‘Dünyada üzerine en çok şiirler yazılmış, şarkılar bestelenmiş şehir hangi şehirdir’ diye sorsaydım; eminim hepiniz hep bir ağızdan ‘İstanbul’ derdiniz…

 

İstanbul’u hissetmek için, İstanbul’u görmek için, İstanbullu  anlamak için İstanbullu olmaya gerek yok…

 

Tıpkı şu anda benim yaptığım gibi, çok uzaklardayken dahi, dışarıda esen kuvvetli bir rüzgârdan, hâtta fırtınadan dahi etkilenerek, İstanbul’u düşünebilir, sesini duyabilir, görebilir, hayâl edebilirsiniz…

 

‘Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer…’

 

diye yazmış misâl Yahya Kemâl…

 

Ve daha birçok şair ve yazar…

 

*********

 

Biliyor musunuz, dünyada bilinen ilk aşk şiiri, bir Sümerli tapınak rahibesi tarafından, İstanbul’daki dönemin Ceneviz kralına yazılmış…

 

‘İstanbul 2431’ adıyla çivi yazısıyla tablete kazınmış bu şiir, hem içinde İstanbul geçen, hem aşk içeren, hem de biraz erotik ve egzotik söylemlerde bulunan dünyanın ilk şiiri…

Milâttan önce 20. ya da 21. asra ait…

 

Dört bin yıl önce dahi İstanbul anlatılmış şiirlerde…

 

*********

Şu anda Sivas’ta, torunlarımın yanındayım, iki küçük kız torunum var  benim ve maalesef ikisi de mutasyondan mutasyona geçiş yapma meraklısı virüslerle savaşıyor ve ben de biricik kızıma destek olmaya geldim…

 

Bu yazıyı da, size gecenin 22:30’u gibi yazıyorum, dışarıda kesif bir fırtına var ve bu fırıtna bana İstanbul’u hatırlattı, Orhan Veli’nin dizelerini hatırlattı ve tabii ki İstanbul üzerien yazılmış en kapsamlı, en güzel görsellere sahip olan, Reşad Ekrem Koçu’nun Kültür Ansiklopedileri  dizisinden ‘İstanbul Ansiklopedisi’ni…

 

*********

 

Malima’liniz, bugün size Reşad Ekrem Koçu’nun,  İstanbul Ansiklopedisi’ni aktarmak ve tanıtmak istiyorum…

*********

 

Ben bu esere, ‘İstanbul’un Bitmeyen Senfonisi’ diye adlandırmak  istiyorum…

*********

 

Önce size yazardan çok kısaca bahsedeyim…

 

Reşad Ekrem Koçu, 1905 yılında İstanbul’da doğdu, 6 Temmuz 1975’te ise yine aynı yered öldü…

 

Türk tarihçi ve yazardır.

 

Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi'yle tanınmaktadır.

 

Koçu, Bursa Erkek Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü'nü 1931 yılında bitirdi.

 

Aynı fakültede asistan oldu ancak 1933 Üniversite Reformunda hocası Ahmet Refik Altınay görevinden uzaklaştırılınca Reşad Ekrem Koçu da üniversiteden istifa etti.

 

Alman, Kuleli, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı.

 

*********

Evet, Reşad Ekrem Koçu, bu eseri tam olarak tamamlamamış…

 

Bakın ‘Tamamlayamamış’ diye yazamıyorum, zira üstün zekâya sahip olan yazarımız, sanki bilerek tamamlamamış ve sanki bu eseri gelen her yeni kuşak yenilikler ekleyerek sürdürsün diye istemiş gönlünde…

 

Arşivinden tam 40 bin belge çıkmış Koçu’nun bu ansiklopedi için…

 

Galata’dan başlayıp civar semtlere hakim olan muhteşem bir eser…

 

*********

 

Bulunabilen en eski belgelerden, çizimlerden ve görsellerden oluşan bu eser için, ilk kez size aşağıda bir link koyuyorum; bu linkle eseri bilgisayardan, Mouse yardımı ile büyütüp külüçterek rahatlıkla okuyabilirsiniz…

 

https://archive.org/details/istansiklopedisi_201912/I.A.%2010.%20CILT/page/n3/mode/2up

 

*********

Kadir Has Üniversitesi’nin, Kadir Has Vakfı’nın katkılarıyla, tüm eser bir sergi olarak da halka sunulmuş ama, dedim ya bu eser bilerek ya da bilmeyerek bitirilmemiş ve hali hazırda üniversitelerde de özellikel doktora yapan öğrencilere tez konusu olarak ‘Eseri kaldığı yerden sürdürseydiniz, nasıl devem ederdiniz?’ sorusuyla tez olarak okutulan da bir kitap…

 

Hani çoğu eser için ‘Ölümsüz’ denir ya, işte hakikaten ölmyecek ve İstanbul ayakta kaldıkça sürdürülebilecek bir eser…

 

Belki de meşhur tanım ‘Sürdürülebilirlik’ içeren dünyadaki tek kitap…

 

*********

 

Bu kitap, yazarın İstanbul’a karşı duyduğu sevginin bir nişânesi olarak algılanmalı, farklı

açılardan incelenmeye muhtaç bir bilgi hazinesi niteliğini de taşımaktadır…

 

İstanbul tarihi, kültürü, mekânları ve hayatı, pek çok farklı yönüyle ansiklopedide yer almaktadır.

 

*********

 

Evet, ben ta Sivaslardan İstanbul’u duyabiliyor, dinleyebiliyorsam; bunu hem İstanbul sevdalısı şair ve yazarlara ve tabii ki bu eşsiz eseri bize kazandıran Reşad Ekrem Koçu’ya borçluyum…

 

Borcumu da okuyarak ödemeye çalıştım…

 

Ve tabii size de okumanızı şiddetle tavsiye ederek…

*********

 

Görüşmek ve okunmak dileğiyle…

 

 



Bu yazı 1865 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI