Siz zeytini sadece genellikle kahvaltı sofralarında ya da salatalarda süsleyici ve lezet arttırıcı bir meyve olarak mı algılıyorsunuz…

Zaman zaman da çiçeğinin kolonyası ya da son 20 yılın modası çekirdeğinin tozunu yoğurda karıştırınca mucze bir antioksidan olması sebebiye kıymetli olan bir yiyecek mi sizin için sadece?

‘Eminim’ ama, ‘İnşallah öyle değildir’ ya da ‘İnşallah o kadar değildir’ demek istiyorum….

Çünkü ‘Zeytin’ hem bir nimet, hem bir bereket, hem bir huzur, hem bir kültür, hem de bir doğa harikası…

*********

Semavi dinlerden itopik, ezoterik ve izafi inanç sistemlerine kadar tüm dini sistemlerde ortak olarak kutsiyetinden bahsedilen tek ortak unsur, zeytindir.

Hiç düşündünüz mü, niçin barış simgesi olarak zeytin ağacının dalı sembolize olmuştur?

Neden, ‘Sana zeytin dalı uzatıyorum’ sözü bir suhu temsil eder?

Çünkü eski dönemlerde, askeir savaşlar olsun, ticari savaşlar olsun, söz konusu zeytin ağaçları olunc savaşa, yıkıma ara verilirmiş…

Dokunulmazlığı varmış zeytinliklerin…

Siz bakmayın kefenin cebinin olmadığını unutup, beton cenneti yaratmak için, Tanrı’nın yeryüzündki en temel cennet müjdelerinden biri olan Zeytinlikleri talan etmekten,  ağaçları sökmemkten hiç utanmayıp, zeytin bahçeleri üzerie termik santral, altın madeni, taş ocağı, maden ocağı, kömür ocağı dikmeyi marifet sayan ve bu kadar hayasızca, haysiyetsizce, insanlık onurundan nasibini almamış olmalarına rağmen, kamuoyunda hatırı sayılır ve hatta mübarek sayılan işadamarının yaptıklarına…

Zeytin, bir ulusun ve bir neslin kaderidir…

Doğal kaderidir…

Bir ağaçtan en az 800 nesil, 1250 kuşak faydalanmaktadır…

Yain bazı eytin ağaçları vardır ki; dedein dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesi bile o zeytin ağaç ya da zeyinlikleri; dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinden miras almıtır, tıpkı O’nun da dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinden miras aldığı gibi…

*********

Son 25 yılda, betonlaşma adına, maden aramak için, taş çıkarmak için, kömür çıkarmak için ortalama kaç zetin ağacı katledildi bir tahlininiz var mı?

Yazayım, en az 500 bin…

Bunun iki misli yangınlarad kül olanları da sayarsak; 1,5 milyona yakın zeytin ağacı yok oldu…

Yani en az 40 bin ton zeytin demek…

Yain basit bir hesapla, 40 bin ailenin iki-üç haftalık zeytinine denk geliyor, en az 10 bin ailenin üç haftalık zeytinyağı ihtiyacına dnk geliyor…

*********

O zaman bugün size ‘Zeytin Ağacı’ kitabını aktarma istiyorum…

*********

‘Bir ağacın köklerin güçlendirecek kadar büyük bir yüreği, sadece kadınlar taşıyabilir…’

Gerçek bir hikaye, gerçek bir insanlık dersi…

*********

Keller ailesinin beş kuşağından kadınlar gözlerden uzak bir zeytinlikte, aynı evde yaşamaktadır:

Hayli zinde ve güçlü bir kadın olan 112 yaşındaki aile reisi Anna, onun kızı Bets, torunu Callie, torununun kızı Deb ve torununun torunu Erin…

Bu aile ilk bakışta sıradan gibi görünse de içlerinden ikisinin uzun ömürle ilgili bilinenleri kökünden sarsması onları sıra dışı kılmaktadır.

Bir gün Keller ailesinin uzun ömür mucizesini araştırmak için kasabaya bir genetik bilimci gelir ve bu sırada Erin bir erkek bebek beklediğini duyurur.

Böylece Keller kadınlarının köklerine uzanan yolculuk başlar.

Ailenin toprakla ve zeytin ağaçlarıyla iç içe olan hayatı, nesiller sonra yankılanan anıların, sırların, hayal kırıklıklarının, kıskançlıkların ve bağışlamaların etkisiyle hareketlenir.

Yaşananlar bu beş kadının derinlerde gömülü tuttukları acı verici duyguları ve her birini sarsacak kapalı kutuları bir bir açacaktır.

Büyülü zeytinlikleri ve sıra dışı kadınlarıyla Zeytin Ağacı, bir ailenin sevinçlerini, hüzünlerini ve bir nesli diğerine bağlayan duyguları bir araya getiren olağanüstü bir roman.

Mis kokulu bir zeytinliğin ortasında geçen, aile sırlarıyla ve kaybedilen aşklarla dolu enfes bir hikaye…

Size kız kardeşinizi, annenizi, büyükannenizi ve belki de bir parça ekmeği zeytinyağına batırıp yemeyi özletecek görkemli bir roman…

Aile olmanın gerçek anlamını sorgulamanızı sağlayacak… Zeytin Ağacı’nı okumayı bitirir bitirmez en yakın arkadaşınızla buluşup hissettiklerinizi paylaşmak isteyeceksiniz.

Bu kitabı okurken zeytin ağaçlarının yaprakları arasından süzülen rüzgârı hissedebiliyor, yaprakların hışırtısını duyabiliyorum. Zeytin Ağacı tüm rafları dolduracak…

*********

Görüşmek ve okunmak dileğiyle…