Şurada sayılı günler kaldı.
Dünya 2024'ü bitirip, 2025 yılına yeni ümitlerle girmeye hazırlanırken, Türkiye'de hayat yine bildiği gibi devam ediyor.
Özellikle de kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda...
Yunanca nefret etmek anlamına gelen 'misein' ve kadın anlamına gelen 'gyne' sözcüklerinin birleşmesi ile oluşan mizojini kelimesi, dünyada 'kadın nefreti' yerine kullanılan bir kavram.
Türkiye'de sık sık karşılaştığımız, herkesin büyük tepkisini çeken 'kadına şiddet' konusunun altında yattığı düşünülen, bir psikolojik hastalık olarak da nitelendirilebilir mizojini. Kadına şiddet vakalarının faillerinin, bu psikolojik hastalığın tanımına uyan profilleri var.
Gelin mizojini yani kadın nefretini yakından inceleyelim.
Erkeklerin erken yaşlarda, annesi, ablası, öğretmeni, kız arkadaşları gibi güvendikleri bir karşı cins tarafından travmatik şekilde hayal kırıklığına uğratılması sonucunda ortaya çıkan bir durum. Bireyin dışarıdan görünüşü normal olsa da bilinçaltına "kadın düşmanlığı" tohumları atılmış olabiliyor.
Mutlu başlayıp cehenneme dönen evliliklerin altında yatan sebeplerden biri de bilinçaltındaki bu kinin başlarda gizlenmesi. Düşünceli, romantik ve normal bir insanı oynayan erkek, zamanla diğer kişiliğini ortaya çıkartıyor.
Kadına karşı cinsiyet ayrımcılığı, şiddet, dışlama, cinsel obje haline getirme gibi baskıların ortaya çıkışında mizojinizm belirgin rol oynuyor.
Mitolojilerde, kutsal metinlerde ve bazı felsefelerde de mizojinizme rastlamak mümkündür.
Aile içindeki, annenin şiddete maruz kalması, küçük kız kardeşlerin dışlanması ve aşağılanması gibi durumlar da bunun sebepleri arasında yer alıyor.
Mizojinist bireyler, kadınlar ile kendini bir rekabette gibi görür, kendisinden işte ve sosyal hayatta daha başarılı bir kadına katlanamaz. Örneğin mesela iş hayatında, "Kadın benden daha yüksek ücret almamalı." mantalitesinde hareket eder.
Cinsellikte bencillerdir, kadının memnuniyetini umursamazlar. Partnerinin gözlerine bakmadıkları pozisyonları tercih ederler.
Aldatmaya meyillidirler. Ayrıca ilişkilerini veda etmeden, bir anda bitirip aylar sonra geri gelebilirler, kadının hissettiklerini dikkate almazlar.
Kadınlarla zaman geçirmekten hoşlanmazlar, randevularına genelde gitmezler, eve geç gelirler. Erkek arkadaşlarına daha çok önem verir ve onlarla zaman geçirmekten zevk alırlar.
Yazıyı fazla uzatmayıp son sözü Sosyolog Allan G. Johnson'a bırakıyorum...
Üstad Johnson'a göre mizojini, "Kadından sadece kadın olduğu için nefret edilmesi." demek.
Bu türlerle her zaman, her yerde karşılaşabilirsiniz...
Nota ve Tınıyla...
macit.soydan@gmail.com