Âl-i İmrân suresi, 170. Ayet'te, "O şehitler, Allah’ın kendilerine bağışladığı nimetlerle sonsuz bir mutluluk duyarlar. Arkalarından gelecek olup, henüz kendilerine katılmamış olan mücâhid kardeşleri adına da: “Onlara hiçbir korku yok, onlar asla üzülmeyecekler” müjdesiyle sevinirler"
buyurulur.
Ya da büyük şair Arif Nihat Asya’nın şiirindeki gibi:
“Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgâr bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli...”
O şehitlerden biri de Ankara'lı P.Kd.Yzb.Tuncay Orhan..
Şehadetinin 27. yılında devre arkadaşları, yakınları ve ailesi her sene olduğu gibi yine kabrinin başındaydı.
Terörle mücadelede 1998 yılının bir bahar günü yaşamını yitiren P.Kd.Yzb.Tuncay Orhan..
Sabah daha mesaiye başlamadan yazılı bir emir düşer önünüze. Şu şehirden bu isim şehit düşmüştür diye. Giyersin tören üniformanı, birkaç mehmetçikle birlikte, hastaneden gelen ambulansı alırsın arkaya, düşersin yola. Vatandaş da öğrenmiştir artık, önde bir askeri araç, arkada bir ambulans ile geliyorsa bir eve ateşin düştüğünü.
Varırsın şehidin doğup büyüdüğü mahallesine. Askerde evladı olan her haneden inceden bir sızının yükseldiğini duyar gibi olursun.
Herkes büyülenmiş gibi izler seni, hangi eve gidilecek diye ıstıraplı bir merak sarar ortalığı.. Şehidin evine doğru yaklaşmaya başladığında, pencerelerde bir hareket başlar ve kapının önüne telaşla bir anne çıkar, bir sana, bir arkanda yere bakan mehmetçiklere, bir de ambulansa bakar.
Oğlu daha toprak altına girmeden o ana düşer toprağa..
Baba.. fidan gibi evladını vatana feda eden o baba.. Sicim gibi gözyaşları dökülürken gözünden, acıya garkolmuş bir gururla, “vatan sağ olsun, şehit babasıyım ben” dediğini duyarsın. Kimi içine akıtır gözyaşlarını, kimi de donar kalır..
Sonuç olarak; orada bir mezar, bir bayrak, bir ana, bir de baba kalır..
P.Kd.Yzb.Tuncay Orhan.. Acısı 27 yıldır dinmedi. Annesi yine vakarlı bir şekilde mezardaki otları temizledi, yeni çiçekler ekti, duasını etti. Her zamanki gibi dimdikti. Çünkü Sabire Orhan bir şehit annesiydi.
Mekanı cennet olsun...