Dünyanın ,Gazze’den sonra Ortadoğu sıcak gündemine yerleşen Tahran, Beyrut ve Tel Aviv üzerinde nabzının tutulmasya devam ettiği bir haftanın içinden geçiyoruz. .Gelecekte bu savaşların tanığı olan çocukların gözünden bu çocuklar nasıl anlatacaklar olanı biteni ve yiten çocukluk hikayelerini. Hüzün,elem,gam,keder hepsi buruk acı. Kelimeler kifayetsiz. O zaman biz de sözün bittiği yerden başlarız. Çocuklardan. 1925 Cenevre Çocukların Refahı için Dünya Konferansından bu yana kutlanan Dünya Çocuk günü Türkiye’de 1 Ekim’de kutlanıyor.
Son zamanlarda ülke gündeminde yine çeşitli suçlar ile ilgili çocuk , gençlik ve suç olgusu yaygın. O halde bu yazımızın konusu çocuklar hatta suça sürüklenmiş çocuklar konusuna dair bazı dokunuşlar olsun. Suç geçmişi, antisosyal kişilik örüntüsü, antisosyal biliş, antisosyal akran ilişkileri, aile ilişkileri, okul performansı, boş zaman aktiviteleri ve madde bağımlılığı her biri suça sürükleyebilir bir çocuğu . Toplam nüfusunun yaklaşık %30’unun çocuk olduğu bir dünyada çocukların suça sürüklenme den ,pırıl pırıl masum sağlıklı mutlu,vicdanlı, müreffeh ve başarılı değer yaratan insan olarak büyümlerine ışık tutacak konulara değinmektedir.
Bireysel, psikolojik, ailenin sosyo kültürel durum, ebeveyn ve çocuğa bakım verenlerin, çocuk için nasıl bir rol model olduğu ve toplumsal sosyo kültürel, konjonktürel sebeplerden dolayı çocuklar da yetişkinler gibi suç işler duruma gelebilirler. Ergenlik dönemi bu süreçte suça en yatkın oldukları dönemdir. Bazı araştırmalara göre dünyadaki suç oranları, 10-24 yaş aralığındaki gençler hariç, son on yıllarda istikrarlı bir şekilde düşerken, bu yaş grubu, tüm şiddet suçlarının ve mülkiyet suçlarının neredeyse yarısını oluşturuyor. Birçok genç hırsızlık ve vandalizm gibi küçük suçlar işlerken, küçük bir yüzde tecavüz ve cinayet gibi daha ciddi suçlara da karışıyor.
Kriminologlar,akademisyenler, çocuklar ve gençler arasındaki suç oranındaki bu artışın tek bir nedeni olmadığı konusunda hemfikir. Bazıları bunun sadece olgunlaşmamışlık ve dürtüsellikteki artıştan kaynaklandığına inanırken, diğerleri yoksulluk, çete faaliyetleri ve şiddete maruz kalmayı başlıca faktörler olarak gösteriyor. Nedeni ne olursa olsun, bu sorunu ele almak için daha fazla şey yapılması gerektiği aşikar.
Çocuk ve genç suçluluğuna neyin yol açabileceğini, bunun nasıl önlenebileceğini, gençlerin rehabilitasyonu için neyin gerekli olduğunu ve bu konuda hangi programların uygulandığını gözlemlemek bu konuda gelişim alanı yaratmak,suçun önlenmesine yönelik MIM CHI 360 -CLC 360 eğitim metodolojileri üzerine odaklanmak öncelikle suçun önlenmesi kamu vicdanı ve çocuğun üstün yararı için gereklidir ve zorunludur.
Suça neden olan faktörler karmaşıktır. Belirli davranışlara neden olan, birbirleriyle etkileşime giren psikolojik ve sosyal koşulları içerir. Aile ilişkilerinin bir küçüğün işlediği suça neden olması ,ebeveyn bakımından yoksun gencin suça sürüklenmesi gibi sokaklarda yaşayan, evsiz çocuklar da suça sürüklenme bağlamında risk altındadır. Çocukluk dönemindeki psikolojik travma, şiddet, ceza gören,savaşlar yaşayan çocuklar da suça sürüklenme riskine maruz kalabilir.
Çocuk Ceza Adalet Sistemi, Suç ve Ceza Olgusu
Temel varsayım ve realite şudur. Suç varsa ceza da vardır. Bunun ismi “onarıcı adalet” ya da “rehabilitasyon” olabilir ama suç varsa buna karşı farklı biçimlerde bir yaptırım olacaktır . Bunun hukuksal karşılığı elbetteki emredici kanun hükümleri olacaktır. Bir toplumda çocuklar tarafından işlenmiş olan suçlar ile ilgili , toplumda bu suçun yaygınlaşmaması için cezaslık algısının bertaraf edilmesi ile çocukların üstün yararının eşgüdümlü olarak ve uzmanlarca hem kamu vicdanına hem de çocuklara zarar vermeden yürütülecek insan hakları ve çocuk hakları temelinden de uzaklaşmamış ,toplumda adalet ve huzurun sağlanmasına yönelik bir anlayış gerekir.
Tüm bunlar olurken çocukları suça iten etkin faktörleri ortadan kaldırmaya yönelik hem çocuk hem ebeveyn eğitimlerinin güçlendirilmesi de önemlidir. Bugün klavye başına geçmemin sebebi de bu noktaya ilişkin öncelikle genel bir farkındalık noktasının unsurlarına dikkat çekmektir. Bunları da yine bir makale şeklinde yazma irademin arkasında en samimi niyetin de esasen , Toplam nüfusunun yaklaşık %30’unun çocuk olduğu bir dünyada çocukların pırıl pırıl masum sağlıklı mutlu müreffeh ve başarılı değer yaratan insan olarak büyümlerine ışık tutacak konulara değinirken kendim dahil hepimizin bireysel ve kolektif sorumlulukları olduğuna da dikkat çekmektir.
İyileştirici Adalet (Restorative Justice) sisteminde toplum, suç olayının kontrol ve denetimini sadece devlet eline bırakmakla kalmayıp kendisinin de sorumlu en birincil organlardan biri olduğunun farkındadır.Yani işlediği suçun toplumsal açıdan meydana getirdiği zararları farkında olup olmama durumunu da göz önünde bulundururarak çocuk ya da gencin hakkında yürütülen ceza muhakemesi bakımından suça sürüklenen bir çocuk ya da gencin ,failin ilk kusurlu fiili işlediğinin tespiti ve ispatı sonrası gözetim süreci başlamalıdır ve ihmal edilmemelidir.
Suça sürüklenmiş çocuk ya da çocukluktan henüz çıkmış bir genç olabilen faile uygulanacak cezanın amaçları da bellidir. Failin kusurlu bir fiil işlediğinin tespiti, fail hakkında bir yaptırım uygulanması ve güvenlik tedbiri belirlenmesi, özel ve genel önleme amaçlarının sağlanması: aynı failin tekrar suç işlemesinin önlenmesi ve halkın, suç işleyen bir faili hakkında yaptırım uygulandığını görmesi ile, tatmin edilmesi yolu ile kamu vicdanının bir nebze rahatlatılması hatta cezasızlık algısının toplumda yerleşmesinin önlenmesi.
Çocuk Ceza Adalet Sistemi bakımından ve kanuni bir karine’ olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre , henüz 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Yani 18 yaşından gün almış olan bir birey hala çocuktur. O yaş doldurulmalıdır. Mevzuyu biraz daha açalım. Suçun işlendiği kanıtlanan tarih itibarı ile bir bireyin tamamı ile cezai ehliyeti olup olmayacağının belirlenmesi bakımından bu önemlidir.Sözkonusu Kanunun 31. Maddesi ceza ehliyeti konusunda suçun işlendiği tarihte bulunulan yaş itibariyle 0-12 yaş grubu, 12-15 yaş grubu ve 15-18 yaş grubu olmak üzere üç ayrı yaş kategorisine göre farklı değerlendirmeler yapılmaktadır.
Cezai sorumluluk yaşı 12. yaşın doldurulmasından itibaren başlar. İkinci gruptaki çocukların işlediği iddia olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı; sorumluluğu kabul edilmiş ve bu sorumluluğun ceza hukuku bakımından indirimli ceza uygulaması olduğu belirtilmektedir. Üçüncü grubu oluşturan çocukların ise, cezai sorumluluğu prensip olarak kabul edilmiş olup, indirimle ceza uygulamasına tabidir. Çocuk suçluluğuna ilişkin diğer bir mevzuat da 1593 sayılı Halk Sağlığı Kanununun 161. maddesidir. Ayrıca Çocuk dostu adalet ile ilgili diğer ana mevzuat anlamında 5799 Sosyal Hizmetler Kanununu ve 3308 Mesleki Eğitim Kanunu bulunmaktadır.
Bahçeşehir Üniversitesi'nde benim de belli bir dönem Hukuk öğretmenim olan Prof. Dr. Feridun Yenisey ’in Mukayeseli Hukuk Açısından Ceza Sorumluluğu Yaşı Ve Ceza Sorumluluğu Olmayan Çocuklar Ve Gençler İçin Ceza Hukukunda Uygulanan Alternatif Yaptırımlar çalışmasında da belirtildiği gibi Cezai sorumluluğu olan çocuklar(YTCK 31/2 ve 3) için, sadece süreli hapis cezası uygulanabilir.
Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlardan ‘işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı halinde’ ceza sorumluluğu vardır ve bunlar hakkında hükmedilecek cezalar şunlardır:
Suç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiriyor ise, on iki yıldan onbeş yıla kadar hapis; müebbet hapis cezasını gerektiriyor ise, dokuz yıldan on bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz (YTCK ‘2005.5377’ 31/2). Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında hükmedilecek cezalar şunlardır:
Suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiriyor ise, on sekiz yıldan yirmi dört yıla kadar hapis; müebbet hapis cezasını gerektiriyor ise, on iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası 12 yıldan fazla olamaz (YTCK ‘2005.5377’ 31/3).Çocuk Adalet Sisteminde amaç, failin cezalandırılması değil, bilerek yaptığı fiilin nedenlerini araştırarak, onu suça iten sebeplerin ortadan kaldırılması, yani çocuğun korunmasıdır.
Suça itilen çocuk, ‘korunması gereken’ bir çocuktur. Bu nedenle Çocuk Mahkemeleri suç işleyen çocuk fail hakkında da ‘koruma tedbirleri’ (ÇKK 5 vd) almak yetkisine sahiptirler ve bu kararları almaktadırlar. Mevzuat detayları kısmı sonrasına bırakarak genel resme bir bakalım.
Suça eğilimli hale gelme, Suça Sürüklenme
Ebeveynler , çocuk için model oluşturur. Bir çocuğun toplumsallaşması esnasında özdeşleşme, örnek alma, pekiştirme ve öğrenme yoluyla kişiliğini gelişiminin oluşturulması noktasında rol model olarak ilk ebeveynleri sonra da öğretmenleri vardır. Anne–babanın eğitim seviyesi, aile içi geçim ya da kavga durumu ,ebeveynlerin birlikte yaşama ya da boşanmış durumda olmaları , ebeveynlerden birinin ya da ikisinin kötücül ,aşırı çevrelerine zarar veren bağımlılık ve alışkanlıkları olup olmadığı gibi ailevi özellikler çocukların suça eğilimli hale gelme,suça sürüklenme ,suç işleme ihtimal ve oranlarında belirleyici bir faktördür.
Okula bağlılığı yüksek olan çocuklarda suça sürüklenme daha azdır.Araştırmalar göstermiştir ki, “Eğitim dışında kalmış çocuklar, Çalışan Çocuklar, İstismar ve İhmal Edilen Çocuklar, Suça Sürüklenen Çocuklar, Sokak Çocukları, Silahlı Çatışmayı Yaşayan Çocuklar, Doğal Felaketlerden Etkilenen Çocuklar” suç riski altındadır. Eğitim dışı bırakılma nedenlerinden öncelikli olanı çocuğun çalışmasıdır. Öte yandan istismar edilen ve ihmal edilen çocuklar ile sokak çocuklarının en büyük özellikleri de ebeveynlerinden yeterli ilgi ve desteği alamamaları ya da ebeveynlerinden biri ya da ikisinin de olmamasıdır.
Çocukların yüksek yararlarının gözetilmesi için özellikle onları suça yönlendiren ya da iten tüm faktörlerin bilinmesi gerekmektedir. Çocuklukta maruz kalınan ve suça sürüklenme davranışının kaynağı olarak gösterilen tacizler istismarlar duygularının iğdiş edilmiş olmasının yanısıra bu faktörler; aile eğitiminin yetersiz olması, ebeveynlerin şiddet içeren davranışlara destek vermesi, çete baskısı, aile katılımın yokluğu, çocuklara alkol ve sigara satışı, ebeveyn öğretmen arasındaki iletişimdeki yetersizlik, toplum içinde şiddet olaylarına şahit olma, sosyal medyada, çocukların izlediklerinde, dinlediklerinde şiddet içerikli unsurların varlığı olarak ele alınmıştır. Çocukların eğitiminin küçük yaşta başlaması ile ailesinden ve çevresinden oldukça etkilenmesi göz önüne alındığında çocuğu suça itebilecek faktörlerin tespiti ve bu faktörlerin ortadan kaldırılması önem arz etmektedir.
Çocuk Ve Genç Suçluluğuna Yaklaşımlar Ve Teorilerden bir Kaç İz
Genç suçluluğu sorunu çok yönlü olarak belirlenir. Gelişimsel teoriler, başlangıç yaşı ve suç işlemeye devam etmenin, antisosyal davranışın ciddiyetini ve istikrarını belirleyen temel faktörler olduğunu varsayar. Moffitt'in (1993) gelişimsel taksonomisi iki farklı suçlu profili ortaya koymuştur: : life-course persistent yani yaşam boyu devam eden (LCP) suçlular ve adolescence-limited yani ergenlikle sınırlı (AL) suçlular. Teoriye göre, iki suçlu profili başlangıç yaşı ve antisosyal katılımın süresi açısından farklıdır. Nispeten az sayıda insan, nörogelişimsel bozukluk ve dezavantajlı ortamlarda ortaya çıkan bir davranış türü olan LCP suçlusudur.
Kalıcı ve istikrarlı antisosyal davranış çocuklukta başlar ve yetişkinliğe kadar kalıcı bir şekilde devam eder. LCP suçlularının aksine, AL suçluları genel nüfusta oldukça yaygındır ve antisosyal davranışları yalnızca geçici ve durumsaldır. AL suçluları "olgunluk açığını" aşmak ve yetişkinlerin ayrıcalıklarıyla (yani alkol kullanımı, araba kullanma, cinsel aktivite) eşit statü elde etmek isterler. AL suçlularının antisosyal davranışları, olgun ayrıcalıklar ve sorumluluklar elde etmek için ergenlikte ortaya çıkar, ancak yetişkinliğe geçişten sonra sona erer. Moffitt'in teorisinin katkıları yaygın olarak kabul edilmiş olsa da, son inceleme çalışmaları teorinin revizyona ihtiyaç duyduğunu ileri sürmüştür. Fairchild, van Goozen, Calder ve Goodyer (2013) ve Assink ve diğerleri. (2015) LCP ve AL suçluları arasındaki ayrımların nitel olmaktan çok nicel göründüğünü buldu, bu da Moffitt'in önermesiyle tutarlı değildir.
Gençlik suçluluğu alanındaki önemli figürlerinden biri, farklı ilişki teorisini geliştiren Edwin Sutherland'dır. Bu teoriye göre, bireyler sapkın davranışları ilişki kurdukları insanlardan öğrenirler. Sutherland'ın çalışması, sosyal faktörlerin gençlik suçluluğunu nasıl etkilediğini anlamak için temelleri attı. Alandaki bir diğer etkili kişi, “sosyal kontrol teorisini” ortaya atan Travis Hirschi'dir. Bu teori, aileye, okula ve topluma bağlılık gibi güçlü sosyal bağların suçlu davranışları önlenebileceğini öne sürer. Hirschi'nin araştırması, davranışı şekillendirmede sosyal ilişkilerin önemini vurguladı.
Suçluluktaki bireysel değişikliklerin ötesine bakıldığında, kontrol teorileri ve genel gerilim teorisi suç eylemlerini kısıtlayan veya kolaylaştıran sosyal faktörlere odaklanır. Kontrol teorileri (Gottfredson ve Hirschi, 1990; Hirschi'nin, 1969) insanların doğal olarak bencil ve suçlu olduğunu iddiasiyla yola çikar. eder. Hirschi'nin (1969) “sosyal kontrol teorisi” ergenlik dönemindeki suçluluğu geleneksel toplumla (örneğin aile, arkadaşlar, sosyal normlar) bağların eksikliğine bir tepki olarak açıklar. İnsanların suç işleme arzusunu kısıtlayan toplumun dış kontrolleridir.
Gottfredson ve Hirschi (1990), suç dürtüsüne karşı başlıca direnç olarak içselleştirilmiş bir öz kontrol mekanizması önerdiler. Düşük özdenetime sahip bireyler daha dürtüsel, duyarsız, fiziksel, risk alan, dar görüşlü ve sözsüz olma eğilimindedir, bu da suçlu davranışlarda bulunma olasılığının daha yüksek olmasına neden olur Özdenetime sahip olmayan çocuklar suçlu davranış riski altındadır ve yetişkin yaşamlarında muhtemelen “deviant path” tabir edilen sapkın yollarına devam edeceklerdir. Agnew'in (1992) “general strain theory” yani “genel gerginlik teorisi”, gençlik suçluluğunu, bireylerin olumlu olarak değer verilen hedeflere ulaşamadıklarını gördüklerinde ortaya çıkan olumsuz duyguların (örneğin öfke, kaygı, depresyon) etkisi olarak görür. Teoriye göre de bu nevi olumsuz duygular, içsel baskıyı hafifletmenin bir yolu olarak sapkın davranışlar için motivasyon sağlar.
Kültürel ve yapısal faktörlere odaklanan İngilizcesi “cultural transmission theory” olarak adlanan kültürel aktarım teorisi ve labeling theory yani damgalama,yaftalama, etiketleme teorisi, ergenlerin antisosyal davranışlarını,daha geniş bir sosyolojik bağlamda anlamak için yerleştirir. Bu arada bu nevi toplumsal ayrışmaları tetikleyen bu damgalama teorilerinin kişisel olarak karşısında olduğumu belirtmeliyim..
Cultural transmission theory yani kültürel aktarım teorisi, kültürel mekanizmaların davranış kalıplarının değerini nasıl etkilediğini açıklar (Cohen, 1955; Miller, 1958). Gençlerin antisosyal davranışları sapkın normların, değerlerin, inançların ve davranış özelliklerinin bir yansımasıdır, bu nedenle tüm davranışlar onları çevreleyen kültür aracılığıyla öğrenilir (Berg & Stewart, 2009). Etiketleme teorisi, suçluluk ve suçlu olarak kendini algılama süreci ile ilgilenir (Becker, 1964; Lemert, 1972).
Bu bakış açısı, genç suçluluğunu toplumun bireye sapkın etiketi uygulamasının ve bireyin bu etiketlemeye verdiği tepkinin bir sonucu olarak görür.Longitudinal studies yani Uzunlamasına, boyuna çalışmalar, genç suçluluğun risk ve koruyucu faktörleri hakkında kapsamlı bir anlayış sağlamıştır (Farrington, 2011; Farrington, Loeber ve Ttofi, 2012; Loeber ve Farrington, 1998).
Meta-analitik bir incelemeye istinaden, Andrews ve Bonta (2010, s. 58-60) ana risk faktörlerini sekiz grupta sınıflandırmıştır: criminal history yani suç geçmişi, antisocial personality pattern yani antisosyal kişilik örüntüsü, anti social cognition yani antisosyal biliş, antisocial peer association yani antisosyal akran ilişkileri, aile ilişkileri, okul performansı, boş zaman aktiviteleri ve substance abuse yani madde bağımlılığı. "Büyük dörtlü" olarak etiketlenen ilk dört faktör, suç davranışında en büyük etkiye sahiptir; "Orta dörtlü" olarak etiketlenen son dört faktör, suç davranışı için nispeten daha zayıf ama yine de orta düzeyde bir öngörü gücüne sahiptir.
Son incelemelerde yapılan iyileştirmeler, poor mental health yani zayıf ruh sağlığı ile genç suçluluğu arasında bir ilişki olduğunu da göstermiştir .Lösel ve Farrington başlıca koruyucu faktörleri gözden geçirmiş ve bunları dört alana sınıflandırmıştır: bireysel faktörler (yani yüksek zeka, positive attitude yani olumlu tutum, low impulsivity yani düşük dürtüsellik ve easy temperament yani kolay mizaç), aile faktörleri (yani yakın ebeveyn-çocuk ilişkisi, yoğun ebeveyn denetimi, düşük fiziksel ceza ve çocuğun eğitimine yönelik olumlu ebeveyn tutumları), okul faktörleri (sound academic achievement, strong school bonding, support and supervision of teachers yani sağlam akademik başarı, güçlü okul bağı, öğretmenlerin desteği ve denetimi), akran faktörleri (on deviant peers yani sapmayan akranlar), mahalle faktörleri (nondeprived and nonviolent neighborhood yani yoksunluk çekmeyen ve şiddet içermeyen mahalle).
Risk ve koruyucu faktörlerin belirlenmesi önemlidir çünkü ciddi suçlu olma riski taşıyan ergenler için müdahale ve önleme programlarının geliştirilmesini kolaylaştırabilir. Gençlerin antisosyal davranışlarının çok düzeyli bağlamlar arasındaki karşılıklı ilişkiler sonucunda kolaylaştırılabileceği ve/veya engellenebileceği göz önüne alındığında, mevcut inceleme en iyi şekilde sosyal-ekolojik bir yaklaşımla açıklanmaktadır.
Sosyal-ekolojik sistemler teorisi (Bronfenbrenner, 1979), bireylerin davranış kalıplarının yakın çevrenin (aile, okul, akran grupları), daha geniş sistemlerin (topluluk, toplum, kültür) ve farklı sistem seviyeleri arasındaki karşılıklı etkileşimlerin etkileşimiyle oluştuğunu varsayan çok disiplinli ve bütünsel bir çerçevedir. Bronfenbrenner'in (1979) ekolojik modeli, her bir yapının bir sonrakinin içine yerleştiği bir dizi iç içe geçmiş yapıdan (mikro, mezo, egzo, makro ve krono-sistem seviyeleri) oluşur.
Suça sürüklenen çocuk, değişime güçlü bir şekilde direnme eğilimindedir bu da onların rehabilitasyonunu zorlaştırmaktadır. Müdahale olmadan, genç suçlular için tekrar suç işleme oranının %60 ila %80 aralığında olduğu tahmin edilmektedir Günümüzde, suçlu ergenlerin tedavisi genellikle grup ortamlarında gerçekleştirilmektedir Kamu otoriteleri, “convicted young offenders” yani hüküm giymiş genç suçluların gençlerin korunması için tasarlanmış “detention facilities” yani gözaltı tesisleri. ya da özel okullarda bir araya getirilmesiyle bu uygulamayı dolaylı olarak teşvik etmektedir. Gençlerin isteklerini uygun bir şekilde elde etme yeteneğinden yoksun olduklarını sanmalarının ya da mesnetsiz varsayımları bile onları suç işlemeye yakın kılabileceği akılda tutulmalıdır.
Juvenile delinquency çocuk ve gençlik suçluluğu, küçüklerin suç eylemlerine dahil olması yani suça sürüklenmeleri idi konumuz. Toplumsal faktörlerden bireysel koşullara kadar gençlik suçluluğuna katkıda bulunan çeşitli nedenlere değindik. Çocuk, gençlik suçluluğu, sosyal olgusuna araştırmacıların, politika yapıcıların ve kamuoyunun gençlik suçluluğundaki kalıpları ve eğilimleri değerlendirmek için kullanabileceği farklı veri kaynaklarını inceledikten sonra çeşitli bağlamsal ve ayrık derlemelerin neticesinde ,bu makalede, tarihsel bağlam kesitlerinden bir kaç seçkiyi de içine alarak, ülkemizdeki hukuksal mevzuata da atıflar yaparak,çeşitli bakış açılarını,teorileri ve bu alandaki olası gelecekteki gelişmelerini ele aldık..
Gençlik suçluluğunun nedenlerinin etkisi yaygındır ve yalnızca ilgili bireyleri değil, aynı zamanda ailelerini, topluluklarını ve genel olarak toplumu da etkiler. Gençlik suçluluğu, bir suç, şiddet ve hapis döngüsüne yol açarak yoksulluk ve sosyal eşitsizlik döngüsünü sürdürebilir. Dahası, genç suçluların zihinsel, duygusal ve fiziksel refahı üzerinde uzun vadeli sonuçları olabilir.Olumlu bir bakış açısından, gençlik suçluluğunun nedenlerini ele almak, gençler için daha iyi sonuçlara yol açabilir, tekrar suç işleme oranlarını azaltabilir ve genel refahı iyileştirebilir. Risk altındaki gençlere destek, rehberlik ve kaynaklar sağlayarak, suçlu davranışları önlemek ve olumlu sosyal gelişimi teşvik etmek mümkündür.
Ancak, genç suçluların damgalanması ve etiketlenmesi gibi, topluma yeniden entegre olmalarını engelleyebilecek olumsuz yönleri de vardır. Dahası, rehabilitasyon ve destek yerine cezalandırıcı önlemlere aşırı güvenmek, bir suç davranışı döngüsünü sürdürebilir. Gençler çeşitli nedenlerle suç işlerler. Bazı gençler başka seçenekleri olmadığını hissettikleri için darboğazda oldukları hissiyatı ile suça yönelebilirler. Diğerleri sıkıldıklarından veya bir arkadaş grubuna uyum sağlamaya çalıştıklarından da suç işleyebilirler. Bazı gençler ayrıca ruh sağlığı sorunları veya bağımlılıkla mücadele ettikleri için de suç işleyebilirler. Nedeni ne olursa olsun, suçun asla cevap olmadığını hatırlamak önemlidir. Her zaman daha iyi seçenekler mevcuttur ve bunalmış veya çaresiz hisseden bir çocuk ya da genç için yardım istemek ve sizden talep ediliyorsa çocuk ya da gence yardım etmek önemlidir.
Geleceğe bakıldığında, genç suçluluğunun nedenlerini ele almak için daha bütünsel ve proaktif bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Buna erken müdahale programları, ruh sağlığı hizmetleri, eğitim fırsatları ve gençleri güçlendiren ve onlara başarılı olmak için ihtiyaç duydukları kaynakları sağlayan toplum temelli girişimler dahildir.
Sonuç olarak, genç suçluluğunun nedenleri karmaşık ve çok yönlüdür ve bir dizi sosyal, ekonomik ve bireysel faktörden etkilenir. Genç suçluluğunun tarihsel bağlamını, kilit figürlerini ve etkisini anlayarak, gençler için daha adil , vicdanlı ve eşitlikçi bir toplum yaratma yönünde çalışabilirsek,işbirlikçi çabalar, yenilikçi çözümler ve toplumsal adalete bağlılık yoluyla, genç suçluluğunun temel nedenlerini ele alabilir ve eğitimle de birlikte gençlerin tam potansiyellerine ulaşmalarını sağlayabiliriz.
(1. Bölümün sonu - devam edecek)
http://www.cigdemyorgancioglu.org
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri
gaziantep escort,alanya escort,gaziantep escort
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort
beylikdüzü escort ,istanbul escort ,beylikdüzü escort ,ataköy escort ,esenyurt escort ,avcılar escort ,bakırköy escort ,esenyurt escort ,esenyurt escort ,avcılar escort ,beylikdüzü escort