O su götürmez ve tartışmaya kapalı bir düşmandı halk için…

(!!!!!!!!!!!!!!!!!)

Bir kere sadece çağdaşlığa ve aydınlığa olan özlemi, çabaı yeterliydi düşmanımız olduğuun anlamamız için…

Başka bir şey yapmasına da gerek yoktu zaten…

Sıkı durun, tanımayanlar için yazıyorum, her tarafı yara bere içindeki cüzzamlılara sahip çıktı, onların eline, koluna dokundu; onlara sarıldı ve hatta onlarla birlikte çay içti, yemek yedi…

Bundan daha iğrenç bir şey varmıdır acaba?

(!!!!!!!!!!!!!!!!!)

Sonra sen kalk, bin yıllık töreyi çiğne, yok ‘Kız çocuklar okuyacakmışlar’ da, yok ‘Ekonomik özgürlüklerini sağlamalılarmış’ da, yok ‘Kız çocukları kendini ifade etmeli, ileride erkekleredn farkları kalmamalıymış’ da; bir sürü zararı fikir; hayatı, bu zehirli(!!!!!) fikirleri topuma aşılamakla geçti…

binlerce kız çocuğunun eğitim hakkını almasını sağlayarak, her birinin geleceğini kararttı…

Oysa o güzelim kız çocukları, okumasalardı; ne güzel 12-13-14 yaşlarında yuvaya karışacakalr, aile kuracaklar ve anne olacaklardı(!!!!!)…

Bugün nüfusumuz az ise, bunun sorumlusu, okudukları, eğitim aldıkları için biilnçenip, küçük yaşta evlenmeyip, on çocuk doğuramayan kız çocuklarının aklına giren Türkan Saylan’dır…

Yetti mi, yetmedi…

Kız çocuklarını okutuyorum ayağına, Anadolu’nun dört bir yanında köylerde, kasabalarda; misyonerilk de yaptı; şu anda Anadlu’nun binden fazla köyünde bu yüzden kliseler var, çan kulelerinden her gün çanlar çalıyor; bütün Anadolu’yu hriitaynlaştırdı…

(!!!!!!!!!!!!!!!!!)

Yetti mi?

Yetmedi…

Sen kalk bu kadar suçun üstüne bir de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği adında bir dernek kur, çağdaşlaşmaya destek ver…

Sen kimsin de bu toplum çağdaşlaştırıyorsun, ne güzel karanlık karanlık yaşayıp gidiyorduk ama yok ille de çağdaş olacakmışız da, Atatürk’ün muhasır medeniyyet ilkesine bağlı kalacakmışız…

Ölmesi de kar etmedi, ölümünden sonra da, projeyi hayata geçirdi günden bu yana, 100 bien yakın koz çocuğunun sebebi oldu; zira tüm o kız çocukları okdu, meslek sahibi oldu, elleri ekmek tuttu, hepsi de geelceğini garantı altına aldı…

(!!!!!!!!!!!!!!!!!)

Ya inanabiliyor musunuz, o okuyan kız çocuklarının çoğuna burs verdirdi, rahat etsinler diye, arkadaş kız çocuğuna para vermek de neymiş?

Bu güvur icatlarını, Anadolu’nun kalbine bir ihanet hançeri olarak sapladı, 18 Mayıs 2009  tarihinde de geberdi gitti…

Kurtulduk…

(!!!!!!!!!!!!!!!!!)

(!!!!!!!!!!!!!!!!!)

(!!!!!!!!!!!!!!!!!)

**************************

İnanın yukarıdaki satırları daha da katmerleyerek onaylayan kitlelrin sayısı hiç de azımsanacak seviyede deil biliyor musunuz?

Yukarıdak saçmalıklara inanan, O’nu, O muhteşem insanı kötü belleyen, nefret eden çok fazla yığın var halen…

16 yıl önce göçmüştü aramızdan…

Üç kez kanseri yenmişti ama son savaşı kaybetti…

Onu sevmeyenelr o denli iğrenç ve şerefsizdi ki; kemoteripi yüzünedn dökülen saçlarından dolayı başına taktığı boneyi işaret edip; ‘Ey kafir kadın, başörtüsü ile uğraştın, bak Allah cezanı verdi ve hayatının son dönemined sen ed kapanmak zorunda kaldın’ diyecek kaadr insanlıklarından utanmadılar…

Hoş onlar insan değil, insan kılığına girmiş zavallı yaratıklardı…

‘Şeytan’ demiyorum, zira şeytanın bir bilgiis vardır, bunlar zavallı cahil takımıydı…

‘Yedi yaşında kız, yedi yaşında  bir erkekle evlenebilir. İslamda yaş sınırı yok evlilik için’ diyenlerin ve o pedofilik sapkınlığı savunanların çoğalmasın diye savaşmıştı ya Türkan Saylan öğretmenimiz; işte dertleri de buydu…

İyi ki de öyle öldü aslında…

Yoksa koskoca Boğaziçi Üniversitesi’ne yedi yaş fantezili pedofilik ibr sapığın konuşmacı olduğuna, altı yaşındaki bir kızla evlenen tarikat ehlien tanıklık etseydi; zaten kahrından ölürdü…

**************************

Lakin ne mutlu ki, çağdaşlığı savunanlar da çoğunlukta…

Ne mutlu ki, Türkan Saylan ile aynı çağda yaşadık, onu canlı canlı da gördük, dinledik…

Şimdi bize düşen, Türkan Saylan’ın, başta eğitim ve çağdaşlık ile ilgili projelerini yaşatak ve bir sonraki nesillere taşımakta…

Işıklarla uyuyun Türkan Saylan öğretmenim…