Bugun...


Çiğdem Yorgancıoğlu

facebook-paylas
TANGO DANSI CAMIASINDAN BIR YILDIZ KAYDIĞINDA, KEDER MÜREKKEBE AKARSA ! CATHARSIS ...
Tarih: 19-12-2024 17:16:00 Güncelleme: 19-12-2024 17:16:00


TANGO DANSI CAMIASINDAN BIR YILDIZ KAYDIĞINDA,  KEDER MÜREKKEBE AKARSA ! CATHARSIS 

 TANGO DANSI CAMIASINDAN BIR YILDIZ KAYDIĞINDA, TANDA DANS PARTNER DOSTLAR  EKSILINCE  KEDER MÜREKKEBE AKARSA ! CATHARSIS

 

Birçok kişi tangoyla ilgili deneyimlerini düşündüğünde, hemen ve neredeyse içgüdüsel olarak besleyici, destekleyici, ilgi çekici ve hatta iyileştirici bir ortamı tarif eder. Bazen bir lütuf gibi gelir, neredeyse bir hediye veya bundan faydalanan kişiler tarafından hak edilmeyen bir şey olarak verilir. Sorular, bunun tango-dışı diğer mekanlar ve aktiviteler için neden böyle olmadığına  ya da böyle güçlü olmadığına odaklanır, ancak bunu belirlenen hattın  sınırları içinde sürdürmenin yollarını bulmaya çalışır.

 

 

Bir şeyin bizden neden alındığını kabullenmenin ve anlamanın bir yolu, bir yas tutma sürecine başlamaktır. Bu terim genellikle hayata veda eden  başka bir kişinin kaybından dolayı yas tutan ve insani anlamda duygusal olarak incinmiş hisseden kişiler için saklıdır. Bununla birlikte, bu tür duygusal ve psikolojik acının bir ömür boyunca birçok koşulda alabileceği birçok biçim vardır ve bu keşfe başlamak için en belirgin yer, tango dansı yapan insanların topluluğudur ki biz buna Tango camiası deriz. Çoğu geniş ve genel terimlerde olduğu gibi, “keder” kelimesi  birbirine çok benzemeyen birçok olayı ifade edebilir ve insanlar sıklıkla bu ezici üzüntünün ele alınması gereken başka nedenleri olduğunu unuturlar.

 

 

Tıpkı yaşarken birbirimizi unuttuğumuz gibi .Çünkü bireyler ekseriya  herhangi bir yas tutma farklılığının ölümle yaşanan şok ve dehşetle tam olarak karşılaştırılamayacağını hissederler, cansız, katı ve duygusuz veya aşırı derecede geçici bir şeyin kaybını yas tutanlar, başlangıçtaki kederin ne olduğu sorusuna bir miktar döngüsel umutsuzluk ve çelişki ekleyen sert ve görünüşte hoşgörüsüz bir kayıtsızlıkla muamele görürler. Yine de, haz, stres giderme, sosyal etkileşim, yaratıcı ifade ve toplum bağlarının gerçekleştiği duyulardan herhangi biri aracılığıyla önemli bir iletişim biçimi artık mevcut olmadığında tehlikede olan şey, kişinin istediği gibi hissetme ve hareket etme yeteneğinin olmamasıdır.

 

 

Eğlenmekle ilgili tüm aktiviteler ve algılar, bireyin düzenleyemeyeceği veya değiştiremeyeceği dışsal bir etken veya güç tarafından elinden alınmıştır. Ölenle ölünmüyor derken sarıldığımız dostlarımızın kaybında  içimizdeki hissiyatları  bizden eksilen ve öğrenme yolu bize katılanları anlamaya çalışmak bizzat Çiğdem olarak benim bakış açımda beyhude bir çaba değildir.

 

 

Tango camiasındaki ister sosyal dansçı olsun ister bu işin profesyoneli ya da sporcusu olsun kendi kişisel tango deneyimlerinin tarihi  yani geçmişi hakkında açıkça konuşmaya istekli olduklarında genellikle hayatlarında  bir "dans öncesi evre"ye ve dans sonrası hayatındaki mükelleşmeye atıfta bulunacaktır. Yani hayat Tangodan Önce ve Tangodan sonra gibi olur .

 

 

Yaşamlarında tango sanki bir milat olur. Bu büyüleyici veya gerçek yaşam görüntüsü, genellikle tangoya kendileri aktif katılımcılar olmadan önce yaptıkları veya katlanmak zorunda kaldıkları şeyle keskin bir tezat oluşturmaktadır. "Dans" kelimesinin sadece anılması, geçmişte, şimdi ve -umarız- gelecekte bu kelime ne zaman anılırsa anılsın, hayatlarına olumlu bir değer katan eksik halkaydı. Hele bu dans kelimesinin önünde bir de Tango sözcüğü varsa. Ancak zaman zaman bireyler, birçok nedenden ötürü, en sevdikleri dans aktivitesine katılma yeteneğinin mantıksız bir şekilde yok edildiği, durdurulduğu veya tehdit edildiği durumlara katlanırlar.

 

 

Bizzat bun u maruz kaldığım dans kazalarında da yaşamış ve şükür ki iyileşme süreçleri uzamadan dansa yeniden dönmüştüm. Bazen öyle hadiseler olur ki Dansa artık geri dönmenin mümkün olmadığı . Biz adına dünya denen mavi bilyenin beşeri sakinleri olarak tango tandası dans arkadaşlarımıza dair hafıza çiplerinden herhangi birini ebediyete  uğurladığımızda  artık onun dönmeyeceğini bilmeye,üzülmeye  ama hatıralarını anmaya başlarız .  Tabi içimizde derin bir kayıtsızlık hissi yoksa . Eğer varsa da o zaman biz tango dansçıları sormalıyız Biz acaba kimlere sarılıyoruz dans  derken?  

 

 

Duygular farklı farklı yaşanır kimi dans ederek iyileşir mateminden kimi ise danstan uzaklaşarak. Herkes duygularını kendi biricikliğinde yaşar. Kimileri için ,bir tango dansçısı ile insan vücudunun iletişim aracı olarak temel kullanımı arasında bir bariyer oluşturulur.İçinden geçilen matem sürecine dair bir keder nedeni belirlenir. Bir ritme göre hareket etmenin yeri doldurulamaz ve dans o noktada kimisi için  hayati stres giderici etkisi kaybetmiş olur. Yaratıcı bir sanatla ilgilenme yeteneğinden uzaklaşır kimisi kimisi ile sanat terapi ile iyileşir.

 

 

Tango  Dansı sayesinde kolaylaştırılan sosyal bağ kurma imkânsız hale gelir.Ve dans etme, izleme veya bunun hakkında konuşma eylemiyle her zaman mevcut olan ruhsal arınma, fiziksel form ve günün duygusal yapısı için daha iyi kullanımlar olduğunu düşünen insanlar tarafından bir kenara atılabilir tango dansı ya da tam tersi olur kişi tamamen tangoya ve dostlarına sarılır.Pandemi döneminin bilhassa da ilk evrelerinde tüm tango camiamızın danstan uzak kalmanın deneyimlerini  yaşadık , zordu değil miydi süreç?

 

 

Bilhassa da tangoyu hayatının miladı haline getirenler için . hani  hangisi  daha acı diye sorsalar bu sorunun cevabını vermek bile zor görünür  şöyle bir sorunun “ hangisi  daha üzücü  acı ve sabır gerektirir ? Dosttan ayrı düşmek mi danstan ayrı düşmek" mi diye . Aslında evren kendi onarıcılığında çoktan verir bu cevabı ve duyarlı kişiler için bu soruya cevap için anahtar kelime “ zaman” dır .Boşuna denmemiştir zaman çoğu zaman merhemdir diye “ Ekseriya makul kelimesini eklerim kelime önüne .Makul zaman merhemdir.

 

 

Sadece zaman boyutu da yetmez içerideki süreci anlamaya ve anlamlandırmaya diyerek  yeniden sanki ilk defa başlıyormuş gibi yeniden kaleme alalım o halde .

 

 

Benim adım Çiğdem Yorgancıoğlu, Chi Ci Talks ci tango Talks Un yaratıcısı ve sunucusu ve Tango Terapi Platformu'nun kurucusuyum. Yarım asır tangosuz yaşayıp sonrasında hayatına ve kan dolaşımına tangoyu dahil etmiş  bir sosyal tango dansçısı ve milonguera olarak dans etmenin ve yazmanın, tanda dans partneri arkadaşlarını kaybettikten sonra en iyi terapi olduğuna inanıyorum.

 

 

Tango tanda dans partnerini veya bir dans partnerini kaybetmek, farklı duygulanım ve düşünceleri iç içe geçiren benzersiz bir keder biçimidir. Dans partnerleri genellikle saatlerce süren pratik, performans, bilişsel ve duygusal ifade yoluyla geliştirilen derin bir bağ paylaşırlar. Bu ilişki genellikle karşılıklı güven ve anlayış üzerine kuruludur ve bu da kaybı dokunaklı hale getirir.

 

 

Bağın öncelikle duygusal veya ailevi olabileceği diğer ilişkilerden farklı olarak, bir dans partnerliği aynı zamanda fiziksel bir bağlantıdır. Bir partner kaybedildiğinde, boşluk sadece duygusal değil, içgüdüsel olabilir ve kalan partnerin dansla etkileşime girme yeteneğini etkileyebilir.Yukarıda az önce “kederin etkisiyle danstan uzaklaşmaya yönelik” belirttiğim ifademde  neticesi benzer bir tepkiye , şimdi farklı bir nedenselliği daha ilave etmiş oldum.

 

 

Bir dans partnerini kaybetmenin duygusal sonuçları üzüntü, öfke, kafa karışıklığı ve hatta suçluluk gibi çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir. Bu duygular, birlikte ulaşılan performansların, hatta kaybedilen sürekli bir dans partnerı ise ve dansçılar aynı zamanda profesyonel ya da sporcu ise yarışmaların ve kişisel dönüm noktalarının paylaşılan anılarıyla yoğunlaşır. Yas tutan bireyler, dans dünyasını aynı şekilde anlamayan arkadaşlarına veya ailelerine duygularını ifade etmekte zorluk çekebilecekleri için bazen  bir izolasyon hissi yaşayabilirler. Dans etme isteği, bunu yapma konusunda ani bir yetersizlikle bir arada bulunabilir ve bu da derin bir iç çatışmaya yol açabilir. Bu zorluklar, TANGO  camiası içinde yasla başa çıkmanın ve ifade için alanlar sağlamanın önemini vurgular.  ve dans toplulukları bu üzüntüyü yönetmede önemli bir rol oynar. Deneyimleri diğer dansçılarla paylaşma eylemi, bireylerin duygularını ifade etmelerine ve paylaşılan üzüntüde yoldaşlık bulmalarına yardımcı olabilir.

 

 

Dans stüdyoları ve organizasyonları, üyelerin paylaşılan zorluklar aracılığıyla bağlantı kurmasına olanak tanıyan, üzüntüye odaklanan grup terapi seansları sağlayabilir. Ayrıca, çevrimiçi platformlar ve sosyal medya, dansçıların üzüntülerini ifade etmeleri ve kaybettikleri partnerleriyle bağlantılarını sürdürmeleri için hayati araçlar haline gelmiştir. Bu platformlar hem duygusal destek hem de ayrılan partnerlerin katkılarını kutlama şansı sunarak anma için paylaşılan bir alan sunar.

 

 

Bu yazıyı  yaşarken birbirine samimiyetle ve hüsnüniyetle  sarılan tüm camiamızdaki arkadaşlarımız tangodaşlarımıza ve camianın geçmişten günümüze ebediyete uğurladığı yolu yıldızlar olan dans dostlarımızın anılmaları için yazdım. Buna binaen  Chi Ci Talks’da yaptığımız tüm yayınlar boyunca sadece bir kere yapmış olduğumuz CHI CI TALKS CI TANGO TALKS için yeniden CI TANGO Talks Unutulmayanlar ve  Anılar NOSTAL –CHI serisini başlatacağimi da bildirmiş oluyorum ve dilediğiniz gibi bir gün geçirmenizi temenni ediyorum.

 

 

H.Çiğdem Yorgancıoğlu 

 

TTP -CHI CI TALKS -CI TANGO TALKS 



Bu yazı 2220 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI