Gelelim konumuz olan kuşaklara;
1925- 1945 Sessiz Kuşak (Silent Generation)
Özellikleri
2. Dünya Savaşı'na tanıklık eden nesil olarak bilinen Sessiz Kuşak, zor bir hayat geçirerek sessizlik içinde büyüdükleri için bu ismi almıştır. Sessiz Kuşak grubunun özeliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Sessiz Kuşak, 1928 ve 1945 yılları arasında doğan bireyleri içermekle birlikte bazı araştırmacılar bu kuşağı 'Savaş Kuşağı' olarak da isimlendirmişlerdir.
Onlar, 1929 büyük ekonomik bunalımı ağır bir şekilde yaşayan bir neslin evlatlarıydı ve hayatları boyunca çok büyük ekonomik sıkıntılarla boğuşmuş ve hep aileleri için savaş vermişlerdi.
Bu kuşağın büyükleri yani kendilerinden önceki nesle ait olan aileleri, I. Dünya Savaşı'nın, kendileri ise II. Dünya Savaşı'nın dehşeti ile büyüdüler. Onlardan I. Dünya Savaşı'nın acı hikâyelerini dinleyerek yetişen bu neslin büyük bir çoğunluğu II. Dünya Savaşı'nda babalarını ve kardeşlerini yitirdiler. Aynı zamanda faşizmin ve sosyalizmin yükselişi ve düşüşü ile nükleer bombaların yok edici gücüne şahit oldular.
Sessiz Kuşak dönemi tüm dünyada otoriter rejimlerin hâkim olduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı bir dönem olarak akıllarda kaldı hep. Ebeveynleri tarafından toplumsal olaylara karşı sessiz kalmaları ve görüşlerini açıkça konuşmamaları adeta bir ders gibi öğretildiği için onlara 'Sessiz Kuşak' adı verildi.
Onlar yaşamak için çok çalışmışlardı. Geniş aile toplulukları içinde yaşayan bu kuşağın insanlarının en çok önem verdiği yaşam ilkesi ise dayanışma olmuştu. Komşuluk ilişkilerine çok değer vermişler, bu özelliklerine ilaveten, otoriteye saygı, sadakat, toplumsal değerlere adanmışlık hayat felsefeleri olmuştu.
1946- 1964 Bebek Patlaması (Baby Boomer) kuşağı
Özellikleri
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan bebek doğum atışı nedeniyle bu ismi alan kuşak, ebeveynlerinin aksine tüketici bir nesil olmuştu. Bebek Patlaması grubunun özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Teknoloji ile araları iyi değildir, çalışkan ve kuralcıdırlar, dünyayı değiştirme isteği yoğundur, işe sadakatleri yüksektir..
En yaşlısı 66, en genci 48 yaş civarında olan bu nesile aynı zamanda "Sandviç Kuşağı" da deniyordu çünkü aynı evde önce çocuklarına, sonra yaşlanan ana-babalarına baktılar.
Dünyanın insan hakları hareketlerini, radyonun altın çağını, Türkiye'nin ise ihtilali ve çok partili döneme geçiş sancılarını yaşadığı yıllardı.
Sadakat duyguları yüksekti, kanaatkarlardı; aynı yerde uzun süre çalıştılar. Teknoloji kimine yakın kimine uzak oldu, çok benimse(ye)mediler.
Aslında babaları gibi otoriteye saygılılardı.
İçlerinden en idealistleri toplumsal haksızlıklara isyan edip 68 gençlik hareketlerinin kahramanı olurken, büyük çoğunluk hayattan beklediklerini elde ettiğini düşünerek tatmin ve mutlu oldu.
İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonraki "nüfus patlaması" yıllarında doğan bu 1 milyar bebeğe "Baby Boomers" dendi.
Bu kalabalık bebek nüfusu büyüdükçe, ihtiyaçlarına göre çeşitli sektörler de her on yılda bir müthiş büyüme gösterdi.
1960'lı yıllar televizyon yılları; 70'ler fast food; 80'ler - bebekler evlenme çağına geldiği için - gayrimenkul yılları; 90'lar, artık sıra yaşam kalitesini yükseltmeye geldiği için, mikrodalga gibi elektronik ev aletleri ve ardından, iletişim patlamasıyla internet ve cep telefonu yılları oldu.
2000'lerde artık yaşları 50'yi geçmişti, ceplerinde paraları vardı, ömrün uzadığını biliyorlardı, "iyi yaşlanmak" hatta mümkünse yaşlanmamak için sağlık ve güzellik-bakım sektörlerini de patlattılar. Savaş sonrasının yokluklarını, sıkıntılarını unutmadılar, zenginleşmenin tadını aldılar.
Devam edecek...
Bu yazı 1632 defa okunmuştur.