Eğitim camiasında Y nesli
Eğitim camiasında özellikle üniversitelerdeki durumlara da bir göz atalım; Y nesli çoğunlukla üniversite öğrencilerinden oluşuyor. Üniversitelerdeki öğretim elemanları ise çoğunlukla X ve Baby boomer nesillerinden ki, tehlike burada başlıyor!
Y neslinin genellikle dersleri dinlemeyen, tembel öğrencilerden oluştuğu zannediliyor. Hâlbuki IQ seviyeleri oldukça yüksek. Onlar aynı anda birden fazla iş yapmaya o kadar alışkınlar ki, derslerde de farklı şeylerle meşgul olmak istiyorlar. Örneğin, herhangi bir cep telefonu uygulaması veya internette sosyal ağ, blog vs. uygulamalarını ders esnasında da takip etmek, sosyal dünyalarından kopmamak istiyorlar. Tabi bu da X nesli öğretim elamanlarını çılgına çevirebiliyor. Aslında aynı anda birden çok etkinliğe dahil olmak istiyorlar. Tek bir şeye konsantre olmak onlar için sıkıcı.
X nesli genellikle disiplini sever ve aynı anda birden fazla işle meşgul olma yeteneği pek yoktur. Bu durum onları Y neslinden ayırır ve özellikle öğrenme-öğretme etkinliklerinde sorun yaşamalarına sebep olur. Böyle bir durumda, öğretim elemanları “dersi dinlemiyorsun”, “dersi dinlemeyen dışarı çıkabilir”, “ne kadar saygısızsın” gibi tepkilerle öğrencilerin derse olan ilgi ve motivasyonlarını düşürebiliyor. Uyuşmazlık da işte bu noktada başlıyor. Öğretim elemanı kapasiteli öğrencileri “tembel, işe yaramaz” gibi sıfatlarla yanlış tanıyabiliyor. Bu durum belki de onların geleceğine dahi engel olabiliyor.
Baby boomer kuşağındaki öğretim elemanları X kuşağına göre daha disiplinlidir. Yeniliklere daha zor adapte olabiliyor. Bu durum Y kuşağı ile uyuşmazlıklarını daha da arttırıyor.
Eğitimde sosyal ağlar
Son günlerde “eğitimde sosyal ağların kullanımı” konuşuluyor. Bunun sebebi, teknolojiye meraklı Y nesli üniversite öğrencilerinin Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda günlük olarak çok sık vakit geçirmeleridir. Bu durumda, X nesli ve baby boomer sakinleri Y nesli ile sosyal ağlar aracılığıyla köprü kurabileceğini düşünüyor. Öğrencilerin kendilerini en açık olarak ifade ettikleri bir mecra olarak düşünüldüğünde sosyal ağlar, eğitim amaçlı kullanılabilir. Fakat bu durum teknolojiden uzak olan baby boomer’lar ile yeniliklere adapte olmaya çalışan x neslinin hoşuna gitmeyebiliyor.
Ayrıca, yapılan pek çok araştırmada, üniversite öğrencilerinin sosyal ağları etkin kullandıkları görülüyor.
Sonuç olarak, gençler sosyal ağların eğitim amaçlı kullanılabileceğine inanıyor. Derslerin Facebook ortamında yürütülmesi örneğinde de motivasyonlarının çok yüksek olduğu görülüyor. Bu durumun X ve baby boomer nesillerine anlatılması gerekiyor ki; sosyal ağlar aracılığıyla öğrencileri ile aralarında köprü kurabilecekleri gerçeği her türlü gözler önüne seriliyor.
Evet, nesillerin belirli noktalarda birleştirilmesi, hatta birleşirken aralarda geçişlerin olması insanlığın uyum içinde yaşaması için gerekiyor. Burada nesillerin özellikleri devreye giriyor. Her bir nesil eğer birbirinin özelliğini bilir ve ona göre anlayış geliştirirse uyum içinde yaşamak ancak o zaman mümkün olabilecektir.
Buradan itibaren dilerseniz Y ve Z kuşaklarını karşılaştırmalı olarak ele alalım...
Y ve Z Kuşaklarının Anlamı ve Aralarındaki Farklar
Herkesin Dilinde Olan Y ve Z Kuşakları Ne Anlama Geliyor, Aralarındaki Fark Nedir?
Günlük hayatta ve özellikle internet ortamında en sık karşılaştığımız kavramların arasında Y ve Z kuşakları bulunuyor. Uzun süredir araştırmalara ve gözlemlere tabii tutulan bu kuşakların kendi aralarında anlamları ve elbette farklılıkları da bulunuyor.
Toplumsal olarak ne zaman bir araştırma yapılsa, ayrım direkt olarak kuşaklar arası veriliyor ancak bu kuşaklar tam olarak ne anlama geliyor ve neden bu konuda birçok ayrım var, hiç düşündünüz mü? Bu konuya kesin bir anlam kazandırmak, Y ve Z kuşakları hakkında söylenenlerden kaçı doğru, kaçı sadece önyargıdan oluşuyor. Şöyle bir bakarsak,
Akıllı telefonla en haşır neşir kuşak: Z kuşağı
Doğum yılı aralığı: 1997 - 2012
Mevcut yaş: 9 - 24
İlgi alanları: Akıllı telefon ve tablet
Etkilendiği dönem: Sosyal medya ve akıllı telefonların patlama yaptığı 2000’ler ve sonrası
Dilerseniz listemize, en genç kuşak olan Z kuşağından başlayalım. 9 - 24 yaş arasındaki herkes Z kuşağı olarak nitelendiriliyor ancak bazı kaynaklarda bu yaş sınırları farklılık gösterebiliyor.
Peki bu Z kuşağının hayattan beklentisi ne? Diğer kuşaklardan ne farkı var?
Etnik ve kültürel açıdan zengin bir toplumdan oluşan Z kuşağı din, dil ve ırkın önemli olmadığını, dünyadaki bütün insanların eşit olduğunu düşünüyor. Eylem yapmaya, düşüncelerini sert bir dille gösterme konusunda Y kuşağı kadar cesaretli değiller ancak düşüncelerini belirtmekten de kaçınmıyorlar.
Z kuşağı zaten teknolojiye en çok güvenen toplum olarak biliniyor ve yapılan araştırmaların arasında sosyal medyayı en aktif kullanan kuşağın yine Z olduğu ortaya çıkıyor.
Z kuşağı, bugüne kadar en iyi eğitilmiş toplumu yansıtıyor.
okul
Z kuşağının en büyük özellikleri arasında iyi derecede eğitim almaları bulunuyor. Z kuşağındaki gençlerin ebeveynleri, çoğu Y kuşağındaki ebeveynlere göre en az bir üniversite bitirmiş bireyler olarak karşımıza çıkıyor. Eğitim almış ebeveynler, Z kuşağındaki çocuklarının da eğitim görmesini istiyor ve bu yüzden sadece okula değil, kurs ve çeşitli seminerlere de son derece önem veriyor.
Z kuşağı kuşağı hakkındaki genel görüşler / önyargılar
genç
İnsanları olduğu gibi kabul etme eğilimindedirler, bu yüzden komplekssiz bir yaşam tarzları vardır. Sosyal medyada gördükleri bilgileri çok fazla sorgulamazlar, direkt doğru olarak kabul ederler. En yaratıcı kuşaklardandır. Teknoloji de dahil olmak üzere hemen hemen her şeyi çok hızlı tüketirler, bu yüzden çabucak sıkılırlar. Uzun süre çalışmaktan çok hoşlanmazlar, imkanlar doğrultusunda rahatlarına düşkün olmayı tercih ederler. Dış görünüş konusunda belirli bir kalıba girmeyi sevmezler, rahat ve şık giyinmeyi tercih ederler. Bireysel olmayı severler ancak kafa dengi insanlarla işbirliği yapmaktan da hoşlanırlar.
Internetin içine doğan kuşak: Y kuşağı
Doğum yılı aralığı: 1980 - 1996
Mevcut yaş: 25 - 41
İlgi alanları: Televizyon, müzik, iş ve günlük hayat arasında denge
Etkilendiği dönem: Televizyon ve internetin yeni yeni popülerleştiği zamanlar
Sırada 1981 ve 1997 yılları arasında doğan Y kuşağı bulunuyor. Y kuşağının en bilinen özellikleri arasında bağımsız olmaya son derece yatkın olmaları, sosyal eşitliğe inanmaları ve sabırsız olmaları bulunuyor.
Z kuşağı teknoloji ile son derece ilgili olabilir ancak gözünü internetle açan insanların da Y kuşağına ait olduğunu unutmamak lazım. Televizyon ve internetle ilk kez karşılaşan nesil olan Y kuşağı, akıllı telefon ya da tabletlerden çok ilgisini televizyonlara ve internet alemine yöneltmiş durumda. Hatta Y kuşağı, teknolojiye olan ilgisi yüzünden çoğu zaman iGeneration olarak da anılıyor.
Y kuşağının girişimcilik konusundaki iddialarının, Z kuşağından çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz aslında.
Y kuşağı, ofis hayatına uygun değil
Ayrıca bugüne kadar yapılan araştırmaların neredeyse hepsinde Y kuşağının ofis hayatına uygun olmadığı, iş hayatına atıldıktan hemen sonra kendi işlerini kurmak istemeleri ortaya çıkıyor. Bunun en büyük nedeni ise bugüne kadar diretilen standart mesai saatlerinin Y kuşağı tarafından hoş karşılanmaması bulunuyor.
Z kuşağında göre daha çok sonuç odaklı çalışmalar üzerinde yoğunlaşan Y kuşağı, özellikle de bilişim, pazarlama, sosyal medya ve iletişim sektörlerinde çalışmayı tercih ediyor. Yapılan araştırmalar sonucunda ebeveynler, Y kuşağındaki çocuklarına kendilerinden daha iyi bir hayat sunabilmek için epey bir gayret göstermiş ve bu da Y kuşağının eğitim ve genel kültür konusunda mükemmeliyetçi olmalarına yol açmış.
Y kuşağı hakkındaki genel görüşler / önyargılar
selfie
Sabırsız ve ve aynı zamanda sadakatsiz olarak anılırlar.
Yapılan araştırmalara göre özellikle işyerinde pohpohlanmak hoşlarına gider.
İş ile ilgili yüz yüze görüşme yapmak yerine e-posta ile haberleşmeyi tercih eder.
İş hayatında mutlu olmayı para kazanmaktan daha çok ister.
Özgüvenleri yüksektir ve bu yüzden de görüşlerini savunmaktan çekinmezler.
Otoriter yapıdan hoşlanmazlar, genellikle bireysel hareket etmeyi tercih ederler.
Mesai saatlerini kendileri belirlemek isterler.
Bilgi ve deneyim eksikliği çekerler, bu yüzden kendilerini kanıtlamak için çeşitli kurs ve seminerlere katılırlar.
Bu önyargılara inanmak ne kadar doğru?
akıllı telefon
Her iki kuşağa da yöneltilen iddiaları biraz daha detaylı düşündüğümüz zaman, bu tarz özelliklerin kesinlikle bir genele vurulmaması gerektiğini anlamak hiç de zor olmuyor. Z kuşağının teknolojiyle en çok haşır neşir olan nesil olduğunu söylemiştik, değil mi? Sosyal medyada sürekli mükemmel bir hayatın yansıtıldığı, güzellik algısının çok farklı seviyelere çıkarıldığı bir dünyada, gençlerden komplekssiz olmalarını beklemek biraz yanlış olmaz mı?
Devam edecek...
macit.soydan@gmail.com
***
Bu yazı 2013 defa okunmuştur.