Bavul ticaret ile başladılar; baktılar ki tatil olanakalrı da iyi; Türkiye seçeneği; ‘Patladı gitti’…
Çift kutuplu dünyadan; Kapitalist Amerikan ajanlarının oyunu ile ‘Komunist Rusya’nın dağılması sonrası birer birer bağımsızlıklarını ilân edere, resmen sudan çıkmış balığa dönen eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri; ilk olarak çareyi bavul ticaretinde bulmuşlardı…
En yakın coğrafyalardan biri konumundaki Türkiye, o yıllarda, Romanya, Ukrayna ve Rusya’dan gelen ve bavul ticaret yapan göçmenlerle dolup taşmıştı.
Hattâ İstanbul Beyazıt’ta; ‘Romen’ ve ‘Rus’ pazarları bile kuruluyordu.
Kimi aralarında hemşire, arkeolog, doktor hattâ mühendis de olan kadın göçmenler; muhteşem estetiklerinin de verdiği avantajla; ‘Hayat Kadınlığı’ ya da bilinen tabirle ‘Fahişelik’ mesleğini dahi icra etmişti o yıllarda…
Bunun bile pazarı vardı Sultanahmet-Laleli-Beyazıt ekseninde…
Onlarla birilkte, normal göçmenler de akın etmeye başlayınca; tatil beldeleri de bu göçten nasibini aldı ve Türkiye tam bir tatil seçeneği haline geldi.
Evet, Türkiye 1990'lardan bu yana Ukrayna, Rusya ve diğer eski Sovyet ülkelerinden gelen turistler ve göçmenler için önemli bir destinasyon oldu ve olmay ada devam ediyor…
Bunula birlikte; Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgali, her iki ülkeden de daha büyük bir göç dalgasını harekete geçirdi. Krizden kaçanlar Türkiye'ye girmek ve Türkiye'de kalmak için "altın vize" almaktan koruma başvurusunda bulunmaya kadar sayısız kanal kullandılar.
Washington Enstitüsü'nden Sude Akgündoğdu ve Collin Trissel'in imzasını taşıyan araştırma raporuna göre, ileride bu kişilerin varlığı, üç ülke arasında gelecekte kurulacak sosyoekonomik bağlar üzerinde önemli bir etki yaratabilir.
Rapora göre, Soğuk Savaş döneminde Türkiye ve SSCB arasında çok az karşılıklı ziyaret gerçekleşti. Örneğin 1964 yılında Türkiye'ye sadece 414 Sovyet ziyaretçi var. Ancak Sovyetlerin çöküşünü izleyen on yıllarda Türkiye, turizm altyapısı ve coğrafi yakınlığı nedeniyle önemli bir destinasyon haline geldi.
İçişleri Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre, 1996 yılında 1,3 milyon olan yıllık Rus turist akını istikrarlı bir şekilde artarak 2019 yılında 7 milyona ulaştı ve tüm milletler arasında en yüksek sayıya ulaştı. Ukraynalılar da benzer şekilde (özellikle yaz aylarında) Türkiye'ye akın etti, 1996'da 93.794 olan ziyaretçi sayısı 2019'da 1,5 milyon buldu.
Sosyal dokuda şekillenme
Araştırmaya göre, son yirmi yılda, bu artan akın Türkiye'nin hedef şehirlerinin sosyal dokusunu yeniden şekillendirmeye başladı. Önemli bir turizm kenti olan Antalya'da Rusça'nın yaygın bir dil haline gelmesi, Türk turizm sektöründeki birçok çalışanın Rusya'daki dil okullarına gitmesine yol açtı. Türkler ile Rusya veya Ukrayna'dan gelen bireyler arasındaki evliliklerin sayısı da arttı. TÜİK'e göre, bu iki millet 2016 yılı itibariyle vatandaşlıklarına göre yabancı eşlerin toplam yüzde 10,1'ini oluşturuyor. Ayrıca, 2012 yılı itibariyle 10.117 Rus ve 7.575 Ukraynalıya oturma izni verilerek turizm dışı amaçlarla daha uzun süre kalmalarına olanak sağlanmış.
Savaş sırasında Ukraynalı ve Rus akını
Rapora göre, Ankara'nın savaşa yönelik politikası "Ukrayna yanlısı ama Rusya karşıtı değil" şeklinde özetlenebilir. Bu yaklaşım doğrultusunda, geçen yıldan bu yana her iki ülkeden bireylerin geçici veya kalıcı olarak sınırlarına sığınmasına izin verildi.
Eylül ayı itibariyle Türkiye en az 145.000 Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yapıyordu. Bu sayı o tarihten bu yana 46.000'e düştü ve mültecilerin çoğu büyük şehirlerde (örneğin İstanbul, İzmir, Ankara) ve kıyı illerinde (Antalya, Muğla) bulunuyor. Yaklaşık 7.130 kişi sığınma başvurusunda bulunmuş. Diğer ev sahibi ülkelerde görüldüğü gibi, kayıtlı eski mültecilerin çoğu muhtemelen Ukrayna'ya geri döndü veya başka yerlere gitti, ancak bir kısmı alternatif statü aldı veya Türkiye'de kalmanın başka yollarını buldu.
Altın vizeler ve pasaportlar
Hem Ruslar hem de Ukraynalılar için Türkiye'de daha uzun süre veya kalıcı olarak kalmanın en yaygın yolu, hükümetin büyük yatırımlar karşılığında oturma izni veya vatandaşlık verdiği "altın vize" seçeneği gibi görünüyor. Örneğin, bu yolla Türk pasaportu almaya hak kazanmak için başvuru sahiplerinin Türk bankalarında veya devlet fonlarında en az 500.000 dolar tutmaları, aynı değerde devlet tahvili satın almaları veya Türkiye'de en az elli istihdam yaratmaları gerekiyor. Alternatif olarak, en az 400.000 dolar değerinde gayrimenkul satın almak, başvuru sahibinin bazı durumlarda 120 gün içinde Türk vatandaşlığını hızlı bir şekilde elde etmesini sağlıyor.
Kısa dönem ikamet izinleri
Göç İdaresi Başkanlığı'na (GİB) göre, şu anda 40.872 Ukraynalı kısa dönem ikamet iznine sahip. Bu rakam 2022 yılı sonunda 46.804 idi ve Eylül ayından bu yana mülteci sayısındaki düşüşü yansıtıyordu. GIB, Ukraynalıların savaştan önceki kısa dönem izinlerine ilişkin verileri yayınlamadı, çünkü Ukraynalılar 2022 yılına kadar bu statüye sahip ilk on milletten biri değildi. Geçen yıl dokuzuncu sırada olan Ukraynalılar şimdi onuncu sırada yer alıyor.
Ruslar bu listede daha da yukarılara çıktı. Ukrayna işgalinden önce Irak, Türkiye'ye açık ara en fazla kısa süreli ikamet eden ülke konumundayken, Rusya beşinci sıradaydı. Ancak 2022'de Ruslar, Türkiye'nin toplam kısa dönemli sakinlerinin yaklaşık yüzde 4,8'inden yüzde 10'unun üzerine fırladı. Şu anda 145.092 Rus bu statüye sahip ve bu sayı 2022'deki 145.715'e göre hafif bir düşüş gösteriyor. Bu düşüş muhtemelen çok sayıda varlıklı Rus'un Türk pasaportu alması ve ardından ya üçüncü ülkelere taşınması ya da Türkiye'ye istedikleri zaman giriş yapabilecek şekilde ülkelerine dönmelerinden kaynaklanmıştır.
Gayrimenkul alımları
TÜİK verilerine göre, Ukraynalıların Türkiye'deki konut alımları 2021 ve 2022 yılları arasında yüzde 106,4 gibi çarpıcı bir artış göstererek 1.246'dan 2.572'ye yükseldi. Mayıs ayı itibariyle Ukraynalı alıcılara satılan 1.540 konutla birlikte, bu büyümenin 2023 yılında da devam etmesi bekleniyor.
Rusların konut alımları da savaş sırasında aynı şekilde artış gösterdi. Yabancı alıcılar arasında Ruslar, İranlılar ve Iraklıların ardından 2019-2021 yıllarında en fazla konut satın alan üçüncü ülke oldu. Ancak 2022'de toplam yabancı alımlarının neredeyse yüzde 25'ini oluşturarak listenin başında yer aldılar. Ve geçen ay itibariyle, 5.723 konut daha satın alarak savaş dönemindeki artışın 2023'te de devam edeceğini gösterdiler.
Rus ve Ukraynalıların gayrimenkul alımlarındaki artış, iç talebi önemli ölçüde artırarak birçok Türkün söz konusu bölgelerden fiyatlandırılmasına neden oldu. Örneğin, Türk sahil turizminin başkenti Antalya'da kira fiyatları bazı durumlarda yüzde 300'ün üzerinde artırdı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'na göre, buradaki her on kiralık müşteriden yaklaşık yedisi artık Rus ya da Ukraynalı.
Sosyoekonomik kökler salıyorlar
Raporun sonuç bölümünde şu değerlendirmeye yer veriliyor: "Tarihsel olarak Türkiye, Balkanlar'daki eski Osmanlı toprakları ve Karadeniz çevresi de dahil olmak üzere Avrupa'nın bazı bölgelerinden göç alan bir yer olmuştur. Rus ve Ukraynalı göçü ise nispeten yeni bir olgudur (1917 devriminden sonra çoğu daha sonra Amerika Birleşik Devletleri veya Batı Avrupa'ya giden "Beyaz Rus" akınını saymazsak). Artık her iki millet de Türkiye'yi daha fazla sayıda ziyaret ettiğine ve sosyoekonomik kökler saldığına göre, zamanla burada büyük Slav toplulukları oluşturabilirler; bu da Türkiye'nin çeşitliliğine katkıda bulunacak ve aynı zamanda üç ülke arasında köprüler kuracak bir gelişmedir."