Naile Çukurova’ya göre; ana turizm pazarlarımızla ilgili güzel gelişmeler varmış…

Türkiye Turizm Yatırımları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Naile Göçen Çukurova, ana turizm pazarıyla ilgili güzel gelişmeler olduğunu iddia etti.

Türkiye Turizm Yatırımları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Naile Göçen Çukurova, EMITT Turizm Fuarında Turizm Danışmanı Osman Ayık modetörlüğünde düzenlenen ‘Başkanlar Oturumu’nda Türkiye turizminde gerçekleştirilecek dönüşümler ve bunun etkileri hakkında bilgi verdi.

“Bizi etkileyen maliyetler ve enflasyondu”

2023 yılına ilişkin değerlendirmede bulunan Çukurova, “Pandemi sonrasında 2022 yılı güçlüydü, 2023 yılı da bunu takip etti. 2023 yılında depremin ardından alınan rezervasyonlar düştü. Ama sonrasında rekorların kırıldığı bir sezon yaşadık. Burada bizi etkileyen maliyetler ve enflasyondu. Bunları da yönettik, yönetmeye çalıştık. Yıllık genele baktığımızda olumlu bir yıl olduğunu değerlendiriyorum. 2023 yılında sektör olarak fark yarattığımızı düşünüyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığının Sürdürülebilir Turizm Sertifikası konusunda GSTC ile işbirliğine girmesi çok güçlü bir kaldıraç görevi oynuyor. Otellerin ardından destinasyonlarda da uygulanmaya başladığında geleceğimizi etkileyecek. Karbon ayak izimizi yönetebilirsek GSTC de bize katkı sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

“Ana pazarlarımızla ilgili iyi gelişmeler var”

Türkiye’de turizm sektörünün gelişimine dikkat çeken Naile Göçen Çukurova, “2024’ün başlarındayız. Genel resme baktığımızda ana pazarlarımız Almanya ve İngiltere için rezervasyonların iyi geçtiği ile ilgili bilgiler alıyoruz. Rusya ile ilgili belirsizlikler olduğu ama olumlu geçmesiyle ilgi beklentilerimiz var. Geçmişten nerelere geldik? 1980’lerde 2 milyon turistten 1 milyar turizm geliri yaşanırken 2024 yılında 60 milyon turist, 60 milyar turizm geliri hedefimiz var. Bu ciddi bir sıçrayış, ciddi bir başarı. Bu sıçrayışın devam etmesi ile ilgili planları OVP’de de görüyoruz. Turizm gelirinin 71 milyar dolarlara kadar çıkacağı hedefi var. Gayrisafi milli hasılada yüzde 5-5,5 arasında olan noktada döviz girdileriyle de cari açığın dengelenmesinde ekonomide taşıyıcı kolon görevi görüyor sektörümüz. TTYD olarak bunu hem TIF’te hem de değişim raporlarımızda işliyoruz.” şeklinde konuştu.

“Markalaşmaya ihtiyacımız var”

Turizm sektöründe markalaşmaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Çukurova, “Türkiye geldiğimiz noktada pozitif konumda. 20 bin basit konaklama belgeli tesisimiz var. 60 otel zincirinin 44’ü yerli 16’sı yabancı, bunların da toplam 947 tesisi var. 20 bin tesiste 947 marka olması, bizim fiyatlarda standartlarımızı yükseltebiliyor. Bizim markalaşmaya ihtiyacımız var. Bu olgunlukta işletmecilerimiz var. Çok güçlü otel zincirlerimiz de var. Bunu nasıl genişletebiliriz? İhracatçı sayılmamız lazım. Biz zaten ihracatımızı hizmet olarak yapıyoruz. Tüketiciyi de ülkemize getirip burada tükettiriyoruz. 37 sektörü de tetikliyoruz. Buraya gelip burada harcama yapıyorlar. Bu bağlamda turizm çok güçlü bir sektör.” dedi.

“Turizmi 12 aya yaydığımız zaman başka bir Türkiye’ye evriliyor olacağız”

Turizm sektöründe yapılacak dönüşümle Türkiye’nin evrileceğini ifade eden Çukurova, şu açıklamalarda bulundu:

“Tüm dünya bir değişim içinde. İnsana insanla hizmet ediyoruz. İnsan kaynağımızı eğitebiliyor ve bunun istihdamını 12 ay yapabiliyor olmamız lazım. Nasıl yapabiliriz? 81 ilde turizm yapmamız gerek. Her bir bölgemiz mücevher, parlatılmaya ihtiyacı var. Tüm destinasyonun sahip olduğu özellikleri güçlendirerek yolumuza devam edip turizmi 12 aya yaydığımız zaman başka bir Türkiye’ye evriliyor olacağız.

“Sahil şeritlerindeki konutlar dönüştürülebilir”

2020 yılında TÜSİAD ile yaptığımız dönüşüm raporumuz var. Kıyılarda çok büyük bir yoğunluğumuz var. Sahil şeritlerimizde konutlarımız var. Bunların fiziksel dönüşümle turizme kazandırılması gerek. Fazla yatırım ayırmanıza da gerek yok. 7-10 milyon TL yatırımla bunları dönüştürmek mümkün. Müthiş bir ülkede yaşıyoruz. Gastronomi, tarih ve kültürümüz çok güçlü. Mezopotamya ayrı, Kapadokya ayrı, kayak merkezlerimiz ayrı değerli.  Her bir noktamız anlatılamaz derecede zengin. Kültür Yolu Festivalleri ile bunlar kendini kanıtlıyor, yazılı hale geliyor ve farkındalığı artırıyor. Nereye gitseniz bir zenginlikle karşılaşıyorsunuz. 

“135 milyar dolar turizm geliri hedefliyoruz”

Dönüşüm projesinde biz bunu ele aldık. Fiziksel dönüşümü cazibe merkezleriyle beraber devreye alındığında 2033 yılına geldiğimizde 135 milyar dolarlık bir turizm geliri hedefliyoruz. Bütün bunlar devreye girdikçe çok daha farklı fırsatlar ortaya çıkacağını öngörüyoruz. 2024 yılı hedeflerimiz çok gerçekçi hedefler. 3 yıl içerisinde turizm gelirini 100 milyar dolara çıkarmak mümkün. Türkiye bir yatırım destinasyonu. Bizim de bunu iyi anlatmamız gerek. Bir altın kapasite var. Bu kapasiteyi turizm sektörüne katmalıyız. Bu noktada markalaşmanın çok güçlü bir etken olduğunu düşünüyorum…’

TURİZMAGAZİNE DERGİSİ