‘Her ölüm erken ölümddür’; der ya şair. O hem gazeteci, hem birçok şey ama insandı… İnsan…
O’na gazetecilik yaptırmadılar. Lafını esirgemezdi çünkü; doğruları söylemekten hiç çekinmezdi; kim olursa olsun karşısındaki; saygısızlık etmez, ama tüm doğruları tüm çıplaklığı ille söylerdi…
Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Levent Kırca’dan sonra; gerek tiyatral, gerekse haberci gözüyle ‘Siyasi-Mizah’ yapan tek gazeteciydi…
Çok kanallı özel televizyon dönemlerinin; ‘Sabah Haber Kuşağı’ mantığının yaratıcısıdır ifadesi yanlış olmaz.
‘Gülddürürken düşündüren’ meddah haberciliğinin de tek temsilcisiydi de diyebiliriz ona…
Hem bir jeoloji mühendisi, hem bir gazeteci, hem bir yazar, hem bir tiyatrocu ama insandı metin, ama insan gibi insan; adam gibi adam…
Hiçbir zaman eğilip bükülmedi; boyun eğmedi; pek bilinmez ama bu ülkenin görüp göremeyeceği en entelektüel gazetecilerinden birisiydi; şimdiki birçok aptal ve cahil gazeteciye bakarsak; teklerden de diyebiliriz.
740 program bir bilgi yarışmasını hazırlayıp, 11 yıl bunu ayakta tutmak ve sunmak her yiğidin harcı değildir herhalde…
Cahil ve katil kafalı sözde milliyetçi bozuntuları, din istismarcıları her fırsatta saldırmışlardı; hatta bir konferans sonrası; bu sözlü saldırı ve tehditler; ileri safhalara taşındı, uluslararası yasaklı silahlardan biri olan ‘Muşta’ ile saldırdı katil kafalı insan müsvettelerri…
Yılmadı aydınlık yolculuğundan..
Işıklar içinde uyu Metin Uca…
Işıklar içinde uyu…
Peki Metun Uca kimdi?
1961 yılında Hakkarili bir baba ve Söğütlü bir annenin büyük çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Küçük bir bürokrat ailesinin çocuğu olarak ömrünün büyük bölümünü Ankara ve İstanbul’da geçirdi.
İlk, Orta ve Lise eğitimini Ankara’da tamamlayan Uca, Kimya Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, Tiyatro ve gazetecilik eğitimi aldı. Van Erciş’te askerliğini tankçı asteğmen olarak yapan Uca, 1987 yılında Anadolu Ajansı’nın sınavını kazanarak muhabirlik hayatına başladı. Çok sayıda gazetecilik ve televizyonculuk ödülünün sahibidir. 1999 – 2000 yıllarında TRT’ de televizyoncu olarak çalışmaya başladı ve kuruluşundan itibaren Kanal D Ankara bürosunda muhabir olarak görev yaptı. Anadolu Ajansı, TRT, Kanal D, Milliyet EP Dergisi, Show TV, ATV ve Star televizyonlarında muhabir ve programcı olarak çalıştı.
1999 yılından itibaren kendi özgün sabah programları, yarışma programları ve sahne gösterileri ile İstanbul’da çalışmaya başladı. Geniş toplumsal kesimlerin sevdiği programlara sunucu, yapımcı olarak imza attı. 1999-2003 yılları arasında Türkiye’nin en özgün ve eğlenceli sabah haber şovu Günaydın Türkiye’yi Star ekranlarında sundu. 700 bölüm yayınlanan Passaparola ve TRT’de 180 bölüm yayınlanan Miras adlı programların sunucusu ve yaratıcı ekibinde yer alan Uca, Maydanoz, Büyüklere Masallar, Pişti isimli stüdyo programlarıyla da Show TV, ATV ve Star TV gibi kanallarda çalışmalarını sürdürdü.
Metin Uca’nın, Her Tuzluğum Var Diyene Hıyarla Yetişemedim, Yes Yerine Orrayt Demek Caiz midir Hocam, Tüh, Alışmadık Gözde Lens Durmaz, Her Book’a Maydanoz kitapları toplam 300 bine ulaşan satış rakamıyla yaşadığımız günlere neşeli bir bakış ortaya koymaktadır.