Gastronomi ve Gastronomi Turizmi  Uzmanı, Gurme, Yazar ve Şair Boğaç Yüzgül, her yemek tarif verenin gastronomi yazarı sıfatıyla tanımlanmasının son derece yanlış bir tutum olduğunu vurguladı.

Türk ve Dünya Mutfağı üzerine yaptığı çok sayıda gönüllü çalışma ile başta gastronomi sektörü olmak üzere birçok kesim tarafından büyük  takdir toplayan ve aynı zamanda Dünya Şarap Lezzetçileri Birliği Üyesi konumunda da bulunan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı, Gurme, Yazar ve Şair Boğaç Yüzgül,  her yemek tarif verenin gastronomi yazarı sıfatıyla tanımlanmasının son derece yanlış bir tutum olduğunu vurgulayarak; ‘Yerel ya da ulusal, iki-üç çorba, bir et yemeği tarifi verene hemen ‘Gastronomi Yazarı’ deniliyor. Mesleki açıdan da etik açıdan da son derece yanlış ve yakışıksız. Gastronomi yazarlığı, çok daha ciddi ve komplike  bir alan’ yorumunu yaptı.

Gastronomiyi bilmeden, gastronomi yazarlığı yapılamayacağının altını da çizen Gastronomi ve Gastronomi Turizmi  Uzmanı, Gurme, Yazar ve Şair Boğaç Yüzgül, şu ifadeleri kullandı.

‘Son dönemlerde yıldızı parlayan bir sektör olarak gastronomi ile ilgili yan dallar da, ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Sosyal medyada artık her yüz paylaşım videosundan en az 40’ı yemek tarif üzerine, yazılı basında da keza öyle de, arkadaş iki-üç çorba, bir et yemeği tarifi yazan herkese ‘Gastronomi Yazarlığı’ sıfatı verilmesi de gülünç, komik olduğu kadar mesleki etik açısından da son derece yanlış. Hiç olmaması temennim ama, savaş bölgesine gitmeden ‘Savaş Muhabiri’ olunamayacağına, hiç ameliyat yapmadan ‘Cerrah’ olunamayacağı gibi, gastronomiyi bilmeden de gastronomi yazarlığı olunmaz, olunamaz. İyisini geçtim, sıradan bir gastronomi yazarı dahi, gastronominin evrelerini,  tarihsel geçmişini, kültürel mirasları, yemek içeriklerini ve reçetesel mantıkla yeme-içme anlayışlarını ve coğrafyalarını bilmeden, gastronomi yazarı mı olunur? Gittiği bir yerden yediğini anlatan her kişi de gastronomi yazarı ya da programcısı değildir. Gastronomi yazarlığının ayağa düşmesinin engellenmesi lazım. Elbette isteyen istediğini yazsın, özgür ama, bu sıradan kişilere ‘Gastronomi Yazarı’ denilmemeli.  Gastronomi yazarlığı bu denli ucuz olmamalı, oldurulmamalıdır. Yine iyi bir gastronomi yazarı olmak için, yöresel lezzetlerle birlikte, dünya mutfağına da hakim olmak gerekir. İyi bir gastonomi yazarı olduğunu ileri süren kişi, lüks ya da salaş taibr edilen düşük kalite mekân seçimi ya da tercihi ile birlikte, ‘Lezzet’ kavramının en üst düzeyde olduğu mekânları keşfetme yetneğine, lezzetli-lezzetsiz ayrımını yapabilecek damak tadı, lezzet harmonisi algı gücü ve bilinçlilik yetilerine de sahip olmalıdır. Son olarak iiy bir gastronomi yazarı, kitleleri lezzete, kaliteye ve doğru tercihlere de yönlendirebilecek kişidir. Sadece anı anlatmakla,  lüks bir tabak önünde verdiği pozla, altını yazı doldurarak ‘Gastronomi Yazarı’ olduğu zannı, zavallılıktır…’

KITCHENTÜRK DERGİSİ