Hemen hemen 81 ilimizin tamamında, çok sayıda sokak lezzeti kültürü bulunuyor. Her biri yöresel kültürün getirileri, gelenek ve görenekleriyle bezeli onlarca, belki de yüzlerce sokak lezzetidir bunlar…

 Kuşkusuz ‘Sokak Lezzeti’ denildiğinde, akıllara ilk olarak İstanbul geliyor ki, haklı gerekçeleri de olabilir. Zira, neredeyse hemen hemen her semtinde, denize kıyısı olmasının da etkisiyle, deniz mahsullerinden et ürünlerine, unlu mamullerinden tatlılarına kadar belki de Türkiye’nin en çok sokak lezzetini barındıran ilidir İstanbul’umuz…

Ancak 81 ilin sokak lezzetlerini değersiz ya da önemsiz kılacak anlamına da gelmemeli bu durum. Misâl, Adana, Mersin ya da Kahramanmaraş ile Osmaniye’de yaygın olarak bilinen ‘Karsambaç’ ile ‘Bici Bici’yi, Erzurum’un ‘Kadayıf Dolması’nı, İzmir’in ‘Söğüş’ ya da ‘Lokma’sını unutmak mümkün mü? Elbette hayır.

Peki ‘Sokak Lezzetleri’ neden bu kadar önemli?

Nedeni şu ki, ‘Sokak Lezzetleri’, son dönemlerde sektörel ve kavramsal yıldızı bir hayli önem taşıyan bir hale bürünün ‘Gastronomi Turizmi’ açısından, sokak lezzetlerinin müthiş bir mihmandarlık vazifesi olabilir.

Aslında sokak lezzetleri de başta olmak üzere; şahsa ya da gruplara özel kapsama ya da ilgi alanı turizmi çeşitleri içerisinde yer alan gastronomi turizmi çok sayıda destinasyon için yeni bir turizm pazarını temsil etmekte ve girişimcilere turizm endüstrisinde önemli bir rekabet avantajı getiriyor. Bu nedenle de yaşanan ya da yaşanacak süreci, bir midye dolma yeme, bir kadayıf dolması deneme şeklined algılamak tek kelime ile olayı küçümsemek olacaktır.  Turistlerin seyahat eğilimlerinde ve destinasyon tercihlerinde çekicilik unsuru olan gastronomi turizmi aynı zamanda yumuşak bir güç olarak ülke imajını da son derece olumlu yönde etkilemektedir. Turizm sektörü destinasyonların sosyo-kültürel, ekonomik ve çevresel anlamda gelişmesinde önem arz etmektedir. Özellikle tarihi ve kültürel çevrenin korunması ve farkındalığın kazandırılması sürdürülebilirlik ilkesinin uygulanmasına ve benimsenmesine bağlı olmaktadır. Öyle ki bu sürdürülebilirlik sağlandığ takdirde, gastroonmi turizmi faaliyetleri; normal konaklama ya da plaj-kum turizmini ekonomik açıdan sollayacaktır da ve buna emin de olunması lazımdır.

‘Gastronomi Turizmi’ ifade ya da ibaresini taşıyan sivil toplum örgütleri, her ne kadar bu alanda somut tek bir adım atmayarak,  adeta tabela sivil toplum örgütü haline dönüşmüş ve sadece etkinliklerde ismini yazdırmaktan öteye gidememiş olsa da, sokak lezzetlerinin,  gastronomi turizminin kalbi haline getirilmesi işten bile olmayabilir…

Tıpkı gastronomi turizmini ana malzemelerinden olan hatırı sayılır yiyecekleri üç-beş ya da onbeş-yirmi kişinin, o sayıda turistin deneyimliyor olması, tadıyor olması; gastronomi turizmi faaliyeti sayılamayacağ gibi, sokak lezzetleri için de durum aynı; ilgili bölgeye gelen birkaç turistin bu sokak lezzetini satın alması, yemesi, deneyimlmesi de, sokak lezzetinin gastronmi turizmi açısından bir artı değer sağladığı manâsına gelmez…

Bu alanda da yapılacak çok fazla ama sonucu sonsuz katkı sağlayacak çalışma var…

Bir kere sokak lezzetlerini; gastronomi turizmi açısından bir ‘Karşılama’ ya da ‘Antrax’ yiyecek sınıfı olarak düşünebiliriz. O sokak lezzeti ne kadar iyi sunulur, sergilenir ve ne denli albenili hale getirilirse; bir sonraik adım olan ana yemeklere ilgi çekme de o denli olumlu sonuçlar doğuracaktır…

Tıpkı gerçek anlamda bir Türk Mutfak Kültürü Envanteri sahibi olmadığımız gibi,  gerçek anlamda net bir Türk Sokak Lezzetleri Envanteri de ne yazık ki yok. Sorsanız, akılda sayarız belki ama, bunun bilimsel, akademik, yöresel ve milli bir yapıya kavuşturulması şart…

Bu yapıldıktan sonra da,yörel yönetimlerin, sokaklezzetlerini çok iyi denetlemesi, sunum, şekil, içerik, sunumu yapan kişinin kılık-kıyafeti ve sunum aksesuarlrı açısından bir yaptırım oluşturması lazım.

Sonunda da geriye, sokak lezzetleri kültürünün, gerçek anlamda hayata geçirilmiş gastronomi turizmi faaliyetlerinin genelien harmanlanması kalıyor.

Sokak lezetleri ile ilgili festival ya da günlerin; çok daha uluslararası boyutta değerlendirilerek ele alınması, bu faaliyetlerde, sadece festival ya da mxn jtıama gün ya da günler  odaklı turistik gezilerin önü açılmalı. Hattâ ve hattâ,  sadece sokak lezzetleri ya da gastronomi turizmi odaklı tur operatörleri oluşmalı ya da mevcut tur operatörlerinin bu alanda hatırı sayılır bir faaliyette bulunacak alt birikleri oluşturmaları taşvik edilemil…

Bu sayede yöresel eknomiye büyük katkı sağlanacağı gibi, yine bu yolla teşekkül ettirilecek olan sokak lezzetleri sivil toplum örgütleri ve sokak lezzetleri kooperatifleri ile, birçok kişiye aile bütçesine derinlemesine katkı ve hattâ istihdam olanağı da sağlanmış olacak, işsizilğin önlnmesi çalışmalarına da destek verilmiş ve sonuca da ulaşılmış olunacaktır…