Bugun...


Sinem Elgün

facebook-paylas
1984
Tarih: 29-04-2025 09:23:00 Güncelleme: 29-04-2025 09:25:00


 

"Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cahillik güçtür."

Bunlar, aklınızın bir yerinde dursun…

 

*********

 

İki yıl öncesiydi…

 

Isparta’da, kent genelined büyük bir elektrik kesintisi yaşandı…

 

Haliyle, muhalif kesim ve vatandaşlar; fahiş fiyatlarla vatandaşın belini büken elektrik dağıtım şirketlerini suçladı, veryansın ettiler, birkaç hafta bu gündem sürdü gitti, unutuldu…

 

Tabii bir sürü şehir efsanesi de yayıldı gitti kulaktan kulağa…

 

*********

 

Dünya deprem tarihinin en yıkıcı depremlerinden biri olan 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli iki büyük epremi de yaşadık…

Maalesef 50 bin canımız gitti…

 

Bu epremle ilgili de birçok şehir efsanesi üretildi…

 

Depremi tetikleyen sistemden tutun da, büyü filân, artık aklınıza ne gelirse…

 

Kaostan beslenme meraklıları için müthiş bir fırsattı elbette…

 

*********

 

Bir başka şehir efsanesi daha vardır…

 

‘Los Angeles’te, 15 saniey elektrikler kesilmiş, enerji bakanı istifa etmiş…’

 

Peki ya dün?

 

(!!!!!!!!!)

 

İspanya ve Portekiz’in neredeyse tamamında, Fransa’nın bir bölümünde, Andorra’da; elektrikler kesildi…

 

Ama öyle böyle bir kesinti değil…

 

Metrolar çalışmıyor, halk isyanda, uçaklar dahi kalkamadı; olağanüstü hâl ilѫn edildi…

 

Bizim ‘Medeniyyet’ gözüyle baktığmız bir yerde, olmayacak oldu…

 

*********

 

Şu anda en çok kullanılan üç kavram, ‘Dijitâlleşme’, ‘Dijitâl Dönüşüm’ ve ‘Dijitâl Devrim’…

 

Herşey, tek tuşla elinin altında…

 

Bir tuşa dokunuyorsun, evindeki çamaşır makinesi çalışıyor, fırındaki yemek pişiyor; hâtta, kamera ile bunu izleyebiliyor, kontrol edebiliyorsun…

Bir tıkla çalışanlarının maaşını ödeyebiliyorsun, faturalarını yatırabiliyorsun; ekmek, şampuan, kıyafet, ayakkabı alabiliyorsun…

 

Kulağa hoş geliyor  değil mi?

 

Peki ya sonrası…

*********

 

Tüm ülkenin elektriği tek merkezde, suyu, gazı; tek bir noktada…

 

Kapitalizmin en sevdiği ortam…

 

Tabii ki, olası bir arıza ya da saldırıda, sabotajda; mağdur olan insanlar…

 

*********

 

Dünyayı yaay zeka diye bir tehdit bekliyor ve biz ekranlarda her gün yetneğine yetenek katan robotları gördükçe; sevinçten deliye dönüyoruz…

 

Bir gün tamamıyla geliştiklerinde,  tüm insanlığın delireceğini hiç hesaba katmadan…

 

*********

Bu kaotik gelecek, bir gün insanlığın düşünce gücüne de hakim olabilecek…

 

İnsan beyni tamamen kendi ürettiği dijitâl beyinlerin emrine girecek…

 

Kaçınılmaz bi sondur bu…

*********

 

Ütopya; her bireyin mutlu, huzurlu, geçim sıkıntısı çekmeden yaşadığı, olumsuz duyguların var olmadığı bir evreni, geleceği tasavvur eder. Distopya ise ütopik bir toplumun ant-tezidir. Yani, ütopyada gerçekleşmesi umulan olayların hiç birisine distopyada yer yoktur. Distopyalarda bireyler sistem dayatmalarına maruz kalır, olumsuz duygulardan asla kurtulmaz, büyük bir çöküş yaşar. Distopya özellikle edebiyatın konu edindiği bir konudur.

 

1984 romanı da en bilinen distopik romanlar arasında yer alır.

 

 

*********

 

Anladığınız üzere bugün, yakın dönem klasiklerinden biri olan 1984 kitabını ele almak istedim…

 

1984 : George Orwell, Celal Üster: Amazon.com.tr: Kitap

 

Amacım hiçbir surette politik değildir, tamamen sosyolojik ya a sosyo-psikolojiktir…

 

1984'te toplumun çöküşe geçtiği bir gelecek anlatılır.

*********

 

George Orwell, çok yakın geleceğinde yaşanabilecek tehlikeleri anlatmış romanında…

 

*********

 

Bu yakın gelecekte, düşünün doğum yapmak bile yasaklanabilecektir…

 

*********

 

Halkın yönetiminde diktatör tek bir parti bulunur.

 

Yönetimde adı geçen tek duygu ise korkudur.

 

Halk beyin yıkama, tehdit ve manipülasyon yöntemleriyle 'kontrol altında' tutulmaktadır.

 

1984'te şiddet, sadakat, kontrol, güç ve güç zehirlenmesi ana konular arasındadır.

 

1984'te Büyük Birader (Big Brother) görüntüsüyle, sesiyle bireylerin her anında vardır.

 

Bireylere yeni kurallara uymaları konusunda sürekli tehdit eder.

 

Farklı bir yönde düşünecek olan bir kişi bile anında cezalandırılır ve beyni yıkanır.

 

Bireylerin düşünceleri ise 'düşünce polisinin' gözetimi altındadır.

 

Düşünce polislerinin varlığı, herhangi bir hükümetin ulaşabileceği sınırları tasvir eder.

 

"Savaş barıştır. Özgürlük köleliktir. Cahillik güçtür."

 

 

1984'ün ana karakteri Winston Smith, 3. Dünya Savaşı sonrasında Okyanusya'da yaşayan bir vatandaştır.

 

Okyanusya'da Büyük Birader her şeyin üzerinde kesin bir hakimiyet kurmuş, dünyanın en 'başarılı' diktatörüdür.

 

Getirdiği yeniliklerle otoritere bir düzen kurmuş, insanları istediği şekilde yönetmeye başlamıştır.

 

Parti, yeni bakanlıklar kurarak yönetimi güçlendirmeyi amaçlamıştır.

 

Sevgi Bakanlığı, Bolluk Bakanlığı, Barış Bakanlığı gibi yeni bakanlıklar açılmıştır.

 

Winston Smith ise bu sisteme karşı kendi ayaklanmasını başlatır ve etrafından destek arar. Ancak Winston çıktığı yolda aslında kandırıldığını fark eder.

 

Sonucunda Winston tamamen farklı bir bireye dönüşür.

 

1984; distopik, politik ve alegorik bir romandır.

 

*********

 

Önyargısız ama yakın geelcekte dünyayı nelerin bekleeybielceğini hayâl ederek okuyun…

 

Hâtta, filmini e izleyin; hoş filmi kitap kadar başarılı değil ama,  kitaplı filmler güzel oluyor…

 

*********

 

Görüşemk ve okunmak değiyle…



Bu yazı 2119 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI