Çoğumuzun, genellikle de haberlerde, ‘Falanca ilde yapılan operasyonlarda, şu kadar ton uyuşurucu yakalandı, işte tır dorsesen gizlenmiş, araba torpidosuna kamufle edilmiş ya da başka başka yerlerde istiflenmiş uyuşturucu yakalandı’ şeklinde duyduğumuz haberlerdeki sözü geçen uyuşturucu, maalesef tüm  dünyada piyasada dolaşımda olan miktarın sadece yüzde 10’u bile değil biliyor musunuz?

Adı şirinleştirilerek, neredeyse artık ilkokul çağlarında tüm dünyanın geleceği olan çocukları zehirlemek üzere oluşturulmuş haplarla başlayıp, sonu en iiy ihitmalle rezillik ve ölüm olan bir girdabın kahrolası yolculuğunun adıdır uyuşturucu…

Bu iğrenç yolculuğun başlangıçtan itibaren tek bir durağı vardır; o da kişiliksizleşme, kaybolma ve yok olma…

*********

Bugün sizlerle, aslında küçük yaşlarda, uyarı kabilinedn okuduğum, ancak hayatımın belli dönemlerinde de, tekrar tekrar ders niteliği taşısın diye tekrar tekrar üstünden geçtiğim bir ktabı tanıtacağım…

12 yaşında uyuşturucuya başlayıp, 16 yaşında uyuşturucu bulmak için, bedenini satan bir genç kızın korkunç hikayesini anlatan bir kitap bu eser…

********

Hollanda başta olmak üzere, bazı ülkelerde ‘O bile belli dozda serbestçe satılabilior’ gibi anlaşılmaz bir şerefsizlikle propagandası yapılan bir süreteyiz uyuştrucu konusunda…

Ve lütfen dikkat…

Onalarca kanalda yayınlanan yüzlerce dizinin abartısız yarısına yakınında mutlaka bir uyuşturucu tüccarı ya da satıcısı canlandırılıyor…

Ve bu canlandırma öylesine haysiyetsizce yapılıya ki; uyuşturucu tüccarlığını yapan kişi, oldukça lüks malikhanelered yaşıyor, en lüks arabalar biniyor, en güzel kadınlarla birilkte yaşıyor; para desen nakit nakit insanların gözüne sokuluyor…

Belki sonunda eniyet güçlerince yakalanıyor ama, uyuşturucu parası ile yaşadığı hayat, dizi boyunca dikte ettirilip, yakalanması süreci ise, beş dakikayı bile bulmuyor…

Keza, o uyuşturucuyu kullanan gençlik, yine kimin eli kimin cebinde belli değil, muhteşem ir gençlik atmosferinde sunuluyor ekranlarda…

Peki bnu izleyen bir dar gelirli aile çocuğu; ‘Arkadaş, işçi babam, temilikçi annem; ayda 26 gün eşekler gibi çalışıp, zar zor geçiniyor, adamla bu işle zengin olmuş, eve bak, arabalar bak, hatunlara bak’ demez mi biinç altında; beşi demezse, onu der…

İnsan psikolojisi çünkü, algıda seçicilik, hegemonya ya da ego; adına, yaşanan sürece ne derseniz diyin; toplum önce kitel iletişim araçlarınca zihnen zehirleniyor; sonrası ise malum…

*********

Kitabın tanıtımına başlamadan önce, bir anne olarak naçizane bir tavsiyem var:

Anne-Baba olmak sadece fiziksel bir teşekkül ettirme değildir, onları en iyi bilinçle yetiştirmek gerek, eğitimil olmaya gerek yok, aklınız eğitilmiş olsun, doğruyu anlatın onlara yeter…

*********

Yazarımız Chiritane F., bir yazardan önce yaşayan oludğu için çok da belli bir özgeçmişi yok; sadece yaşadığı korkunçluğu anlatmış…

*********

Kitaba gelirsek…

Bu, bir roman değil, Christiane'nin kelimesi kelimesine gerçek, yaşanmış tüyler ürpertici öyküsü...

Bu kitabı oluşturan anılarını anlattığında Christiane 16 yaşındaydı.

12 yaşında esrara, 13 yaşında eroine başlamıştı.

Müptela oldu.

Sabah okula gitti, öğleden sonra kendisi gibi eroinman olan arkadaşlarıyla birlikte fahişelik yaparak eroin parası kazandı.

Annesi, tam 2 yıl kızının bu ikili yaşantısını fark etmedi.

Christiane, kendisini uyuşturucu kullanmaya iten rahatsızlıklarını, tepkilerini ve çocukluktan genç kızlığa geçme çağında bir eroinman olarak anlatmaya çalıştı bu kitapta.

Bugün artık, üzülerek belirtelim, eroin yaygın bir problem haline gelmektedir toplumumuzda.

Lakin, bütün toplumlar için büyük bir tehlike. Christiane'nin öyküsünün çok yakınımızda tekrarlanmaması için bir uyarı saymalıyız onun anlattıklarını.

Her gün 13-15 yaşlarında pek çok çocuğun, gencin adlarını gazetelerde "

Şu da ayrı bir gerçek:

*********

Bu kitabı, ‘Aşırı dozda erin alıp, altın vuruşla öldü’ başlığı altında okumamamız için bir uyarım da var…

Çünkü sadece aşırı doz deil; bir milimi bile ölümün davetiyesidir…

Uyuşturucu insanılk  sçudur, gözel görünmeyen toplumsal bir katliamdır…

İnternette, sesli versiyonu da, PDF formatı da, geinş yazılı hali de var; ne olur okuyun, okutturun...

*********

Görüşmek ve okunmak dileğyle…