Bazen hayat, insanın ellerinden birer birer her şeyi alır.
Sevdiklerini, güvenini, inancını, hatta kendine olan saygısını bile…
Bir sabah uyanırsın, içini kaplayan bir boşluk vardır; neyin eksik olduğunu bilmezsin ama bir şeylerin artık eskisi gibi olmadığını fark edersin.
İşte o vakit, dünya ağır gelir insana. Her şeyini kaybediyormuş gibi hissedersin…
Oysa o anlarda bir an durup, **ağaçları hatırlamak** gerekir.
Her sonbaharda bütün yapraklarını kaybederler, üstelik hiç tereddüt etmeden.
Dallar çıplak kalır, rüzgâr sert eser, karlar dallarını eğer ama yine de dimdik ayakta dururlar. Çünkü bilirler ki, hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.
Bir ağacın sabrı, insana en büyük dersi verir.
Kaybetmeyi utanılacak bir şey gibi görmez. Çünkü kaybetmek onun için bir yenilenme biçimidir.
Her düşen yaprak, bir sonraki baharın habercisidir aslında.
Toprağın altındaki kökleri, dışarıdaki fırtınadan etkilenmez.
Dışarıda ne kadar soğuk, ne kadar karanlık olursa olsun, içten içe yaşamaya devam eder.
Biz insanlar ise çoğu zaman ilk rüzgârda yıkılırız.
Bir hayal kırıklığı, bir veda, bir başarısızlık yetebilir ruhumuzu dağıtmaya.
Oysa hayatın sırrı biraz da sabırdadır. Çünkü bazen hiçbir şey yapmamak, yalnızca beklemek bile başlı başına bir direniştir.
Ve tıpkı ağaçlar gibi, o bekleyişin sonunda yeniden yeşerebiliriz.
Belki bugün yalnızsın.
Belki çabaların karşılığını göremiyorsun.
Belki kalbinin bir tarafı kırık, belki inancın zayıflamış durumda.
Ama unutma:
**Hiçbir kış kalıcı değildir.**
Her fırtına diner, her kar erir, her dal bir gün yeniden tomurcuk verir.
Bir gün, dönüp bugüne baktığında fark edeceksin; seni ayakta tutan şey sahip oldukların değil, kaybettiklerinden sonra bile yeniden ayağa kalkma gücündür.
Çünkü insan, tıpkı ağaçlar gibi, en çok yaralandığında kök salar, en çok soğuduğunda direnir.
Hayat bazen seni soyup soğana çevirir ama unutma — o sadece seni bahara hazırlıyordur.
Yapraklarını kaybettiğin her dönem, aslında içinden yeni bir sen doğurur.
O yüzden bir gün, her şeyini kaybediyormuş gibi hissedersen…
Bir ağacın altına otur. Gövdesine yaslan. Derin bir nefes al.
Ve kendi kendine fısılda:
“Ben de bir ağaç gibiyim… Köklerim sağlam, yapraklarım yeniden yeşerecek.”
Nota ve Tınıyla...
macit.soydan@gmail.com