‘Yazın ne giyeceğiz?’

‘Şort mu?’

‘Hiç Müslüman şort giyer mi?’

‘Biz küçüğüz bir şey olmaz giyeriz, küçükken neyse, büyüüynce de o olur insan’

‘Biz oralarımızı, buralarımızı  gösterir miyiz?’…

‘Kız çocuklarına kıyafet seçerken mini etek tercih etmeyin, zira mini etek giyen kız çocuğunun avret yerleri görünüyor…’

*********

Bu iğrenç sözler, bir mahalle arası Kur’an kursu hocasına, bir imama, bir tarikat meczubuna değil, bir ilkokul öğretmenine ait…

Şaşırdınız mı?

Ben hiç ama hiç şaşırmadım…

Bu sözleri sarf eden öğretmen(!!!!!)le, ‘Yedi yaşında bir kız çocuğu evlenebilir mi? Evet, evlenebilir. İslamda evlilik için yaş sınırı yoktur’ diyen büyük alim(!!!!!), büyük mutasavvuf(!!!!!), bilim adamı(!!!!!), büyük düşünür(!!!!!) ve Boğaziçi Üniversitesi’nde konferans katılımcısı olacak seviyede akademik bilgi ve birikime sahip(!!!!!) olan kişiyle aynı tornadan çıkmış  fenotipler…

Sanki çok büyük bilimsel bir açıklama yapıyormuşcasına bir megalomanca tavır, aynı ağlamaklı ama zafer kazanmış edayla beslenmiş kayık bir ses tonu, ‘Bu sözleri sarf ettiğim için geleceğim granti’ dediği her halinen belli bakışlar ve tabii ki utanmazlık, arlanmazlık, zavallılık…

Cüppelisi de bir bunlaın, sarıklısı da, öğretmeni de, kakademisyeni de…

Biri yedi yaşında bir koz çocuğu iel evlenibileceğini söyleyerek toplumu zehirliyor, biri ise kendisine emanet edilmiş küçücük çocukların zihnini; bulandırmıyor, zehirliyor, kirletiyor…

Yani geleceğimizi kirletiyor…

Yine her ikisi de, ‘Sokaklar et pazarına döndü, et görmekten midem bulandı’ diyen konak sahibi hoca bozuntusu ile de aynı tornadan çıkma…

Bu torna, artık nasıl bir seri üretim yapmışsa; her yerdeler; camide, okulda, üniversitede, sokakta, kahvede, televizyonlarda, radyolarda; her yerdeler…

Bir yetkili de çıkıp, ‘Ulan vicdansız, sen küçücük kızlar şort giyince, mini etek giyince; hdi görünse bile, ‘Oralarına, buralarına’ mı bakıyorsun, ‘Avret yerlerine’ mi bakıyorsun; hni göz haramdan kendini sakınırdı ya İslam’da, senin atıfta bulunmaya çabaladığın İslam mı doğru, yoksa haramdan sakındıran İslam mı?’ demiyor mu?

Demiyor…

Hatırlayınız, altı yaşındaki kız çocuğu ile evlenip, sarmaş dolaş gelin-damat pozu verip, artık bu kadar da olmaz denilerek yargılanan adama kaç beyaz şalvarlı meczup desteğe gelmişti adliyenin önüne…

Beyler, bayanlar; bunlar toplumun güya kanı önderi(!!!!!), sözüen itibar edilen(!!!!!) insanlar, mcburen insan diyorum, suretleri öyle görünüyor maalesef…

Sen çocuğunu özel okula da göndermiyorsun ki kontrolü zor olsun, devletten daha güvenilir bir yapı var mı; Allah vatana, devlete zeval vermesin; ama al işte devletin okulunda bir öğretmen, pardon öğretemeyen(!!!!!), ne umutla doyupur beslediğiniz evladınızın beynini kirletiyor…

Bunu da gizli kapaklı yapmıyor, açık açık videoya çekip, yayınlıor..

‘Ben buyum, buradayım’ diyor adeta, meydan okuyor…

Devletin okulları, devletin rejimine, Cumhuriyete meydan okunacak yerler midtir?

Değildir…

Tabii ki değildir…

İşte bu öğretmen, pardon öğretemeyen(!!!!!), ‘Senin Öğretmenin’…

Şükür ki, benim öğretmenim değildi, değil, olamaz da…

Bir sonraki yazımda, ‘Benim Öğretmenim’i yazacağım size…