Fiebig konuşmasında, “Bu kadar çok ve sürekli artan düzenlemelerle bu iş yürümez. Şansölye Merz’in dediği gibi, böyle devam edemez — tamamen katılıyorum,” ifadelerini kullandı. Sektörün, rekabeti bozmayan ve girişim özgürlüğünü kısıtlamayan adil ve uygulanabilir kurallara ihtiyacı olduğunu vurguladı.

DRV Başkanı, Brüksel’de tartışılan yeni düzenlemenin özellikle iptal haklarının genişletilmesi ve satış kanallarında farklı hizmetlerin birleştirilmesinin kısıtlanması gibi maddelerle büyük risk taşıdığını belirtti. “Bu haliyle geçmemesi gerekiyor,” diyen Fiebig, seyahat acentelerinin müşterilere esnek şekilde yanıt verebilmesi gerektiğini, aksi halde doğrudan tur operatörü sorumluluğuna düşeceklerini ifade etti.

Fiebig, Alman hükümetinin sektörün pozisyonunu sürmekte olan AB müzakerelerinde desteklediğini söyledi. Berlin’in, bu görüşü Danimarka başkanlığındaki AB Konseyi nezdinde savunması gerektiğini belirten Fiebig, “AB’de yapılan tüm paket turların yüzde 40’ından fazlası Almanya’da satılıyor, bu reform ana işi riske atmamalı,” dedi.

DRV, yaz aylarında Brüksel’deki karar vericilere seslenmek için bir kampanya başlattı. Fiebig, bu çabayı sürdüreceklerini belirterek, “Gereksiz bürokrasiye hayır, rekabeti bozan kurallara hayır, tüketici koruması ile ekonomik sürdürülebilirlik arasında dengeli bir yaklaşım istiyoruz,” ifadelerini kullandı.

Fiebig, Alman Seyahat Güvence Fonu’nda (DRSF) yapılan son düzenlemelerin sektöre rahatlama getirdiğini söyledi. 1 Eylül itibarıyla yüzde 0,75’e, 1 Kasım’da ise yüzde 0,5’e indirilen kesinti oranlarını “şirketler için güçlü bir mesaj” olarak niteledi. Orta vadede oranın sıfıra kadar düşebileceğini belirten Fiebig, kredi teminatlarında da daha fazla esneklik çağrısında bulundu.

Ekonomik durgunluğa rağmen Almanların seyahat isteğinin “hala güçlü” olduğunu belirten Fiebig, düzenli turlara yönelik talebin bireysel seyahatlere kıyasla daha hızlı arttığını söyledi. Paket turların toplam pazar payının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu vurgulayan Fiebig, özellikle Bulgaristan, Tayland ve Mısır gibi daha uygun fiyatlı destinasyonların öne çıktığını belirtti.

Erken rezervasyon trendinin devam ettiğini ifade eden Fiebig, geçen kış sezonu cirosunun yüzde 40’ının yeni sezon için şimdiden satıldığını; özellikle uzun mesafe turlar ve kruvaziyerlerde yoğun talep olduğunu söyledi.

Fiebig, Almanya’nın hava taşımacılığı politikasını da sert dille eleştirdi. Artan vergi ve ücretlerin ülkenin rekabet gücünü zayıflattığını belirterek, “Bazı havayolları filolarının bir kısmını yurtdışına taşıyor, bu bir alarm sinyali,” dedi. Uçak seyahatinin yeniden lüks hale gelmemesi gerektiğini vurgulayan Fiebig, ulaşılabilir ve rekabetçi uçuş bağlantılarının “Almanya’nın refahı ve hareketliliği için temel öneme sahip” olduğunu ifade etti.

İklim politikaları konusunda da “gerçekçi bir yaklaşım” çağrısı yapan Fiebig, sektörün sorumluluğunun farkında olduğunu ancak sürdürülebilir yakıt üretiminde siyasi destek gerektiğini belirtti. “Eksik olan şey sürdürülebilir yakıt. Asıl kaldıraç bu,” diyen Fiebig, Shell’in biyoyakıt üretiminden çekilmesinin, politikanın yön değiştirmesi gerektiğinin göstergesi olduğunu söyledi.

Görevini bırakmaya hazırlanan DRV Başkanı, konuşmasının sonunda birliğin 75 yıllık geçmişine değinerek, “Reiseturizmi birçok kez dayanıklılığını kanıtladı. Bu sektör insanları, kültürleri ve bakış açılarını birleştiriyor,” dedi. Fiebig, “Minnettarlıkla ama aynı zamanda umutla” sektörden ayrıldığını sözlerine ekledi.