Saygıdeğer ‘Korona’ virüsü nihayet geldi ve beni de buldu ve bu yüzdendir ki bir süredir aynı kelimelerle karşılaşıyorsunuz bu köşede…
Ağır geçirdim, açık söyleyeyim, psikolojik baskısı da eklenince; hakikaten insanın her metabolizması, hem de psikolojisi bozuluyormuş, yüce Tanrı; hakikaten geçirenlerin yardımcısı olsun…
Ama insanın psikolojisinin bozulması için, koronaya yakalanmasına gerek yok…
Yazmadığım sıralarda; İran’da korkunç bir vahşet yaşandı…
Genç bir kadın, başına geleceği belki de bile bile, özgürlük isyanını dile getirdi, eyleme geçirdi; sonunda da katledildi…
Tabii bu katilam, yüzbinlerin eylemi oldu; dünyanın gözü önünde 42 yıldır süren zulme başkaldırının miladı oldu bu vahşet…
Her gün olduğu gibi; yüce Tanrı’ya, bu topraklara Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ümüzü bahşettiği için; yine sonsuz şükranlarımı sunuyorum…
Biz kadınlara özgürlüğünü verdi; kadının namusunu saçı ile ölçecek kadar küçülen ve bunu dine sığınarak örtmeye kalkan erkeklere karşı; softaların hükümranlığın bu şekilde devleşmesini önlemek için; biz kadınlara özgürlüğümzü verdi Ata’m…
Kadını eve kapatmak isteyen; ona et parçası muamelesi yapmakla kalmayıp; bunu zikreden; kadın görür görmez tahrik olacak kadar edepsiz, hayasız, erdemden uzak, haddini ve düsturunu bilmeyen softa takımı tükenmedi elbette; ama kapı gibi Kemalist devrimler var; inadına ve her şeye rağmen…
O olmasaydı, o gencecik kızın yeriinde hepimiz olurduk bu topraklarda da…
Anadolu Erinliği; Anadolu Bektaşi özgür ruhu; elbette yıllarca laikliği ve hürriyetimzi korumak için; bir kalkan oldu tüm yobaz mantıklara, hala da oluorlar…
Bizim İran gibi, Arap coğrafyası gibi olmamamız için tam bir sigortadır o ruh…
Bu cennet vatanımda; hür bir şekilde yaşayabilmem için ne güzel bir ruhtur o asırların uzantısı olan…
İran’dan yükselen ses bile Atatürk’ün sesi oldu…
Ne mutlu ki bize, dünyaya örnek teşkil eden bir Ata’mız var…
Onu anlamayana yazıklar olsun…
Ona küfredene lanet olsun; dini kıyafeti ile, ibadethane kürsüsü gibi kutsal bir makamdan bunu yaptığı çiin bin kez daha lanet olsun…
Onar maalesef bir, üç, beş değiller…
Ama biz çağdaş kadınlar; aydınlık tutkunu insanlar; yüzüz, on biniz, milyonuz; o örümcek kafalara nazaran daha fazlayız…
Bizler, cennet vatan Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık yüzleri ve çağdaşlık mücadelecileri olarak har zaan aynı dimizlmle bu ülkeiy asla karanlıklara teslim etmeyeceğiz…
Ne bir İran olacağız, ne Arabistan; çünkü bizim herkese örnek olacak Atatürk’üüz var…
Ne Mutlu Atatürk’ü sevene; ne mutlu onu anlayıp, bilene…
Bu yazı 1790 defa okunmuştur.