ALDIRMA GÖNÜL 
Başın öne eğilmesin, Aldırma gönül aldırma, Ağladığın duyulmasın, Aldırma gönül aldırma..
Dışarıda deli dalgalar, Gelip duvarları yalar, Seni bu sesler oyalar, Aldırma gönül aldırma..
Kurşun ata ata biter, Yollar gide gide biter, Mapus yata yata biter, Aldırma gönül aldırma..
Dertlerin kalkınca şaha, Bir sitem yolla Allah'a, Görecek günler var daha, Aldırma gönül aldırma..
Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Bayramı için planlanan ve Zonguldak'ta gerçekleştirileceği önceden ilan edilen Edip Akbayram konserini, Vali'nin maden kazasını öne sürerek iptal etmesini özellikle görsel, yazılı ve sosyal medya adeta isyan bayrağı çekerek protesto etmişti. 
Basında genelde "Konser ile birlikte Edip Akbayram'ın şarkısı Aldirma Gönül yasaklandı" şeklinde çıkan haberlerden sonra bir konuya naçizane açıklama getirmek istedim. Gerçi sanat dünyası ve bazı tatlı su solcuları bunu iyi bilir ama nedense pek dile getirmez. 
Doğrudur "Aldırma Gönül"ü en çok seslendiren Edip Akbayram olmuştur ve onun sayesinde popüler hale gelmiştir. Gerçi özellikle 1980 öncesi sol'un adeta marşı olan ve genelde o kesim tarafından oldukça bilinen bu şarkının güftecisi Sabahattin Ali, bestekarı ise Kerem Güney'dir. 
Yazar ve şair Sabahattin Ali tarafından halk dilinden yararlanarak 1933 yılında yazılmış ünlü bir şiir ve şarkı olan ve şairin, Sinop Cezaevi' nde hükümlü bulunduğu sırada yazdığı ve adlandırmak yerine numaralandırdığı Hapishane Şarkısı V adlı beş şiirinin sonuncusu ve en bilinenidir. Aldırma Gönül adı ile meşhur olan şiir, toplam beş dörtlükten meydana gelmektedir.
İlk olarak 1934’te yayımlanan Dağlar ve Rüzgâr adlı şiir kitabında yer alan şiir, 1999 yılının Ocak ayında Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan Bütün Şiirleri kitabı içerisinde okuyuculara tekrar sunulmuştur.
Gelelim şarkının seslendirilmesine...
İlk kez 1976 yılında Kerem Güney tarafından Hicaz makamında bestelenerek şarkı haline getirilen şiir, aynı yıl içerisinde sanatçının Kerem Gibi / Aldırma Gönül Aldırma adlı 45'liğine kaydedilmiştir. Ancak şarkının meşhur olması, ertesi yıl Edip Akbayram tarafından ikinci kez seslendirilmesi ve Aldırma Gönül - Sen Açtın Yarayı adlı plâğının ön yüzüne kaydedilmesi sonrasında olmuştur. Akbayram'ın ardından ise; Gönül Akkor, Selda Bağcan, Gülden Karaböcek ve Ferhat Göçer gibi şarkıcılar tarafından da dinleyenlerin zevkine sunulmuştur. Besteci Kerem Güney, eserin yaklaşık 50 kişi tarafından okunduğunu belirtmiştir.
Sabahattin Ali ve Kerem Güney'in beste artı güfte ortak eseri 1970'li yıllardan beri solcu ve devrimci hareketlerin mitinglerinde sıkça söylenmiştir. 
Şarkı hem o dönemde hem de günümüzde öylesine güçlü etki bırakmıştır ki; 1978 yılında Dilek Taşı isimli sinema filminde sonrasında, Hababam Sınıfı Tatilde, Selvi Boylum Al Yazmalım, Yıkılmayan Adam ve son olarak yine Sinop Cezaevi'nde geçen Pardon filmlerinde şarkı veya sözleri kullanılmıştır. Beyazcamda ise 2007 ile 2010 yılları arasında yayınlanan televizyon dizisi Parmaklıklar Ardında'da, şarkının enstrümantal versiyonuna açılış jeneriğinde yer verilmiştir.
Şiir, şair Sabahattin Ali'nin, sosyalist dünya görüşleri dolayısıyla, uzun bir süre sadece belli bir kesim tarafından sahiplenilmeye gayret edilse de, haksızlığa başkaldırıyı ve sabrı öne çıkaran sözleri nedeniyle, toplumun hemen hemen tamamının benimsediği ve dilinden düşürmediği bir klasik haline gelmiştir. Şarkıyla birlikte sadece Edip Akbayram değil, şarkıyı söyleyen diğer sanatçılar, doğal olarak şiirin sahibi Sabahattin Ali, Sinop ve Sinop Cezaevi de Türk okur ve müzikseverlerinin unutulmazları arasına girmiştir.
Demem o ki, şarkı Edip Akbayram'ın değil, Güfte Sabahattin Ali, beste Kerem Güney'indir ve yine ilk seslendiren Kerem Güney'dir... 
Bence youtube'tan kolayca ulaşabileceğiniz bu şarkıyı bir de Kerem Güney'den dinlemenizi tavsiye ederim. 
NOT : Tatlısu solcusu : Evde ya da işyerlerinde oturdukları deri koltuklardan tüm proleter eylemlere ya da savaş karşıtı söylemlere destek ve oy verip, ahkam kestikten sonra akşamı en lüks lokantalarda ya da barlarda kapatıp, o arka çıktıkları, savundukları proleterleri kültür düzeyi olsun, yaşam standartı ya da dış görünüş olarak içten içe aşağılayan kesime verilen isimdir ya da en azından ben böyle biliyorum...
macit.soydan@gmail.com