Diyelim ki; eğitim ve iş hayatındaki alanım olan ‘Kurumsal İletişim’, ‘Pazarlama’ ya da ‘İşletme’ üzerine bir kongre ya da konferans düzenleyeceğim…
Haydi bir de bu kongre; 81 ilden en az üçer melsem duayeni, yönetici ile mesleğin akademisyenlerini de kapsayan en az 300 kişilik bir toplantı şeklinde düzenlenecek olsun…
Ne yaparım?
Hemen ülke genelindeki bu meslekten tanıdığım, bildiğim, güvenilir, yetkin tanıdıklarıma; ya e-posta, ya da What’s App’tan bir mesaj atar; muhtemelen çoğu da benden detay isteyeceği için aynı numaralara yine en iyi ihtimalle en az iki-üç kez detaylı program ve çalışma düsturu gönderir; kongreye kadar en az da on kez herhangi bir aksilik olup olmadığı konusunda yine yazışır ya da telefonla görüşürüm…
Tabii bir yanan konukların kalacağı yerler için konaklama sponsorları, toplantı için mekân sponsorları, yeme-içme içcin catering sponsorları, ulaşım için transfer sponsorları falan; en az altı ay yazışma, telefon traiği, görüşmeler, anlaşmalar, ön toplantılar; ne için; iki, bilemediniz üç günlük bir kongre için…
***************
Özgür bir birey olduğum için, iyi kötü bir iş çevrem olduğu için, elimin altında dünyanın her yerine açık telefon ve interet uygulamaları olduğu için, bu iş sıkı bir çalışma ile; evet, birkaç ayda başarı ile tamamlanabilir benim tarafımdan…
***************
Ama düşünün bir kere; hakkımda yakalama kararı var; hattâ yakalanır yakalanmaz infaz edileceğim, iş çevrem olsa da kimsede para yok, mekân desen azdan da az, yeme-içme de, bolluk değil, bakliyattan ibaret…
Yapabilir miyim bu kongreyi?
Kesinlikle hayır; asla yapamayacağım gibi; yakalanıp, infaz edileceğim için; açık söyleyeyim; olabildiğince uzağa kaçar, izimi kaybettiririm…
Ortadan kaybolurum; bulamazsınız beni…
**********************
Ama ulu önder Mustafa Kemâl Atatürk; ölümü pahasına; tek göz odalarda konaklama ve un çorbası-bulgur-hoşaf talimi ile müthiş bir kongreye imza attı…
Hattâ müthiş iki-üç kongre…
Amasya, Erzurum ve Sivas…
4 Eylül o müthiş toplantılar zincirinin son halkasıdır ve bir hafta sürmüştür…
Her şeyhe sponsoru da halktır…
*****************
Sivas Kongresi 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas'ta düzenlenen ve Birinci Dünya Savaşı ile beraber işgal altında bulunan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını kazanması için gerçekleştirilen Türk Ulusal Hareketi toplantısıdır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Anadolu'daki bölgelerinden çok sayıda delege Sivas Kongresi'ne katıldı.
Hem de birkaç satırlık bir telgraf mesajı ile…
Sivas Kongresi'nin düzenlendiği tarihlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul dahil olmak üzere çok sayıda yerleşim bölgesi düşman birliklerinin işgali altındaydı.
Amasya Genelgesi'ni açıklayan Mustafa Kemal Atatürk bir süre sonra Sivas Kongresi'nin toplanması çağrısını yaptı.
Sivas Kongresi'nde, Kurtuluş Savaşı'nın çerçevesini belirleyen geleceğe yönelik kararların temeli atıldı ve önemli kararlar alındı.
38 kişinin katıldığı Sivas Kongresi'ne, Erzurum Kongresi'ne nazaran daha az kişinin katılmış olsa da, katılımcılar daha geniş çaplı bölgeleri temsil ediyordu.
Erzurum Kongresi gibi Sivas Kongresi'nde de Mîsâk-ı Millî manifestosunun ana hatları belirlendi.
*****************
Hani şaşalı otellerde kongrelere, konferanslara, etkinliklere gidiyor, mutlaka bir de beğenmeme bahanesi buluyoruz ya; evet; aslında onlar kongre falan değildir…
Kongre Amasya’dı…
Erzurum’dur…
Sivas’tır…
Bu yazı 3257 defa okunmuştur.