
Aybüke Bafralıoğlu
GAYRİMEŞRU GAYLIK GAYRETİ
Tarih: 29-05-2020 12:33:00
Güncelleme: 29-05-2020 12:49:00
Sorun gay olmakta değil; gay olmaya çalışmakta…
İki kırıtma gaylık mı?
Ya da tersten soralım; ‘Gaylık,iki kırıtma mı?’…
Bu değil tabii…
Esasen bu tarz kullanılıyor…
Garip bir ruh hali ama bunun sosyo-psikolojik algı ve ileti iç dinamiklerinin incelenmesi şart…
Konumuz, ‘Gay’lık…
Yani efeminelik ya da eşcinsellik…
Daha doğrusu; bunun kullanılması…
Yaradılışı gereği, ya da ne bileyim; zevki ya da tercihi gereği bir insan; homoseksüel de olabilir, biseksüel de olabilir, transseksüel de olabilir, lezbiyen de olabilir,isterse ne isterse olabilir…
Tabii gerçekten öyle ise…
Herşeyin ‘Çakma’sı fenadır, taklittir, rezalettir; işte maalesef; ‘Gay’lığın da ‘Çakma’sı kötü, fena ve rezalet…
Niye mi?
Çıkar amaçlı, riya amaçlı olduğu için…
Bakınız şu son on yılda, moda ve organizasyon dünyasında; gayların sayısı bakteri gibi çoğaldı…
Artık alıştık, bir moda organizasyonunda, otuz modacı varsa; yirmibeşi gay,üçü lezbiyen;ikisi de normal cinsel tercihi olduğu izlenimi veren modacılar…
Olur mu olur da; neden modacılarda fazla…
Nesleki bir deformasyon mu; sanmam…
Şimdi de son on yıldır, organizatörlerde bir gaylık, homoseksüellik merakı çıktı ki; sakillik, iğrençlik ellerine yüzlerine bulaşıyor…
Hikayeleri de birbirinin aynı; İstanbul dışında birisi keşfediyor bunları, sonar İstanbul’a geliyorlar; iki yılda işletme sahibi, bütün ünlüleri tanıyan bir fenomen; homoseküel olduğu için de zarar gelmeeyceği düşünülerek bütün hoş ve güzel kadınlarla gezen tipler…
Hele de de Ankara’dan gelmiş olanı var, evlere şenlik…
Bütün ünlülerin en ünlüsünü o tanıyor; güya bütün en iyi partileri o veriyor; en iyi giyineni o biliyor, en iyi parti onun; ‘Sen neymişsin be abi’ şarkısı sanki O’na yazılmış…
Elinde bir içki kadehi, tutmayı bilmiyor; en fazla Ankara'nın Çinçin Bağlarında ayran içmiştir ergenliğinde, ahkam kesiyor buldumcuk misali...
En iyi yaptığ ise 'Ayol' lu konuşmak; bak onu iyi yapıyor...
İşletmecilikte de büyük başarı sağlamış, ne sağlamış; eşcinselliğe meraklı birtakım sonradan görme sosyete bozuntularının müdavimi olduğu bazı mekanlarda, güya başarı…
Yapmayın arkadaşlar; sosyeteyi bir ya da birkaç ‘İbne’ bozuntusuna indirgemeyin…
‘İbne’ sıfatını bile bile kullandım; benim eşcinsellerle bir sıkıntım yok; üniversiteden de, iş çevremden de birçok eşcinsel arkadaşım var; saygı da duyarım…
Ama buradaki ‘İbne’ sıfatı; gerçekte eşcinsel olmayıp,sırf piyasada iş tutmak için, eşcinsel takılanlar içindir…
Adam yokluğunda ‘Keçi Abdurrahman Çelebi’ diyeceğim; e adam değil; kadın yokluğunda ‘Keçi Vali Sultan’ diyeceğim; ortada kadın da yok; o zaman literatüre yeni bir kavram sokalım; ‘Gay koluğunda üçüncü sınıf mahalle efeminesi; Abdurrahmaniye Çelebi’…
Bu toplumun; bütün toplumların gayları da bir kültüre sahipti; birçok ünlü hatta çok ünlü gaylar da vardı bu ülkede; en meşhur ses sanatçıları, sinema oyuncuları içinde de eşcinsel, lezbiyen, birçok ünlü vardı, hala da varlar…
Hiçbir zaman efemineliklerini de ön plana çıkarmadı bu yüce sanatçılar…
Ama bu eşcinsel çakması tipler, yok gece hayatı, yok sesyote diye diye; sorsan ‘Sosyete’ kelimesinin anlamı ne onu bilmez; bütün kameralar peşinde,sanırsın profesör; o da çakma profesör bolluğunun yaşandığı bu ülkede; gerçek manad bir profesör mü; yok o da değil; e kim bunlar…
Bunlar da sosyetenin uyku ilacı; aman o beni beğensin diye; nice saygıdeğer cemiyet insanı; ağzının içine bakıyorlar; ya sen kimsin?
Kültürün ne?
Pis sakalla, salaş kıyafetle; iki zincir, iki ucube bilezikle homoseksüel olunuyorsa, iki ucube dekorla cemiyet değerlendirme uzmanı olunuyorsa; vay bu toplumun ‘Yüksek Sosyetesi’nin haline…
Bir toplumun yüksek sosyetesi; o toplumun imrenilen rol modelidir; evet zenginlerdir; ulaşılmaz bir hayatları vardır; lakin örneklerdir; rol modeli rol model olarak tespit edecek, değerlendirecek ve bu alanda gündem belirleyecek kişi; kendisi olması gerekenin beş sınıf altında üçüncü sınıf bir eşcinselden öte değilse; ne rol olur ne model…
Bu yazı 12958 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI