Ruhunu, aklını,  kalbini, benliğini; genç yaşta; özellikle de lise son ile üniversite yıllarında ‘Sol’a vermiş, ‘Solcu’ kimlikli biz ve bizim gibi insanlara; yarısı insan ve toplum uğrunda mücadele gücü ağır geldiği için; ruhunu ve davasını satmış olan dönek solcular; yarısı ise kökten dinci-muhafazakâr, faşist, fundamantalist ya da kapitalist  ruhlu kitlelerden; iki aşamalı bir ‘Sol Tahlili’ yapılır; nabız yoklanırdı…

Çünkü döneği bol canım topraklarımda; acaba bizden kaç kişiyi yolundan, ‘Sol’undan döndürebilirlerdi dertleri…

İlk aşama:

‘Seninkisi gayet normâl, 25’inde devrimci sola ianmayanın kalbi yoktur; lakin 40’ına gelince vazgeçmeyenin aklı yoktur’…

Tabii 40’a yaklaşınca ego ağır basmış, kapitalizmin cezbedici yanı şehvetten daha tatlı bir biçimde para hırsını güdülemiş; solun eşit ve adil paylaşımı işe gelmemiştir…

Dönekler dönekliklerinden utanmazten; faşist, dinci, köktenci, fundamantalist kesim ise; damardan girer; ‘Zaten solcularda aile kavramı yoktur. Karılarını dahi paylaşırlar; yıkanmazlar; aç kalmayı solcluk sayarlar; en önemlisi dini imanı yoktur bunların; innamazlar, zinhar kâfirdirler…’

O kadar aciz o kadar cihheldir ki; komin paylaşım hayatının ekonomik artı değer teorisi ile; ‘Karı’ yani ‘Namus’ paylaşımını aynı kefeye koyarlar; biz kadınları ortak mal statüsünde değrelendirmeye başlarlar…

Çünkü o sapık zihniyete göre biz zaten ‘Mal’ızdır ya…

Bu cahilliği geçtim; ama şu, ‘…en önemlisi dini imanı yoktur bunların; innamazlar, zinhar kâfirdirler…’ kısmın hafif açalım…

Ulan siz dini olanların dinini temsil ettiğini söyleyen tarikat-cemaat ehlini görüyoruz işte; yakın zamanda yere göğe sığdırılamayan ağlak imam bozuntusunun baştan beri belli olan sapık cemaati nihayet terör örgütü olup darbe yapmaya kalkan hainler olduğu anlaşılmadı mı? Bir başkası, ‘Maş’allah, İnş’allah’ diye diye sapıklık kitlesi değil miydi; hepsini geçtim; yine gördük o dindar kesimi; altı yaşında kıza nikah kıymayı hak sayanlar ve onların yanında duranlar…

İyi ki de o dinin ensubu değiliz; baştan olmamışız o ayrı…

Ama bir yanlışı daha düzeltelim; güneş balçıkla sıvanmaz…

Solcu adam yıkanmaz değildir; bilakis topulam temizliği ile,özeni ile örnek olur; aç da kalmaz; hatta faişst, dinci,fndamahtalistlere göre daha çok düşünüp ürettikleri için; en güzel şeylere onlar layıktır…

O zaman tanımı doğru yapalım:

‘25’inde solcu olmayanın kalbi yoktur; 40’ından sonra vazgeçip dönenin; insanlık namın bir düsturu, insanlık namın  bir duruşu, onuru, şerefi, haysiyeti yoktur…’